İrlandalı kadınların her biri balık kokulu cinsel ayrımcılık ağızlarından bıkıp usandı. | Open Subtitles | لكل إمرأة إيرلندية مريضة وتعبت من رائحة فم السمك الجنسية |
Ama ben, isteklerinden ve neyi yapıp neyi yapamayacağımı söylemenden bıkıp usandım. | Open Subtitles | لكنني سئمت وتعبت من مطالبك وإخبارك لي ما أستطيع وما لا أستطيع عمله. |
İnsanların küstahça insan-salyangozların bir şekilde yavaş olduğunu dile getirmelerinden bıktım usandım artık. | Open Subtitles | لقد مللت وتعبت من الناس الذين يظنّون أنّ الحلزون البشري بطيء نوعا ما. |
Bu adamlar tarafından kandırılmaktan bıktım usandım. O yüzden böyleyim. | Open Subtitles | لقد سئمت وتعبت من تواجدي مع هؤلاء الملاعين، هذا هو السبب |
"Değişik yerler, insanlar ve ilişkiler aramaktan yoruldum ve bıktım." | Open Subtitles | سئمت وتعبت من الركض من الأماكن والناس والعلاقات |
Sürekli aynı şeyi yapmaktan yoruldum ve bıktım. | Open Subtitles | لقد سئمت وتعبت من القيام بنفس التفاهات طوال الوقت |
Sehpa üstünde kambur çalışmaktan bıkıp usandım. | Open Subtitles | لقد مللت وتعبت من العمل متحدّبًا على طوالة قهوة. |
Bundan bıkıp usandım! | Open Subtitles | سئمت وتعبت من هذا! |
Sürekli itilip kakılmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | أنا حقاً سأمرض وتعبت من سحبك لي طوال الوقت |
İnsanların benden çalmasından bıktım usandım. Hepsi orada mı? | Open Subtitles | لقد سئمت وتعبت من سرقة الناس منّي هل كل المبلغ موجود؟ |
Şu elektrik mevzusu için hır-gür çıkarmanızdan bıktım, usandım. | Open Subtitles | أَنا مرضت وتعبت من سماعي الشجار على الكهرباءِ دائماً |
Her şey yolunda gibi davranmaktan bıktım usandım. | Open Subtitles | أنا في حالة نزرية ، وتعبت من التظاهر بأن كل شيء على ما يرام |