| Balık,eğer tanıdık bir yüz görmezse asla saklandığı yerden çıkmayacaktır. | Open Subtitles | ذلك الذكي لن يكشف لكم إصبعاً من يده مالم يرَ وجهاً مألوفاً |
| Davet edilmemiş olan tanıdık bir yüz görüyorum. | Open Subtitles | أرى وجهاً مألوفاً لم أقم بدعوته |
| tanıdık bir yüz gördüğüme sevinmiştim. | Open Subtitles | كنت مسروراً لرؤيتي وجهاً مألوفاً |
| Sonra tanıdık bir yüz gördü, kendi yüzü. | Open Subtitles | حينها رأى وجهاً مألوفاً لديه وجهه |
| Dashiell'in tanıdık bir yüz görmesi onun hayrına olacaktır. | Open Subtitles | فقد يفيد (داشيل) أن يرى وجهاً مألوفاً. |