"وجود دليل" - Traduction Arabe en Turc

• ipucu olmalı
• kanıtı
• kanıtlar
• bir ipucu
• kanıt olmasına
• kanıt olduğunu

Bir yerlerde saklı bir ipucu olmalı. Oraya git ve onları oyala.
لابد من وجود دليل مخفي في مكان ما، إذهب إلى هناك وماطل!

Aramızdakileri değiştiren bir şey olmuş olmalı. Neden böyle yaptığına dair bir ipucu olmalı.
حدث أمر وغيّر كلّ هذا لا بدّ مِنْ وجود دليل عن السبب

Alisa bu odada öldürüldüyse kanıtı olmalı.
. لا دماء , لا سوائل , لا شيء لو قلتلت اليسا في هذه الحجرة لابد من وجود دليل على ذلك

Hemen ardından, gizli ajansların çevremizde çalıştığına dair daha göze çarpıcı kanıtlar bulduk.
و ما لبثنا ان تاكدنا ب من وجود دليل على ان هناك مجموعات سريه تعمل من حولنا

Yani kanıt olmasına rağmen,ilaç tedavinizin kötü olduğunu inkar mı ediyorsunuz?
اذا, على الرغم من وجود دليل تنكر ان أدويتكم سيئة؟

Yani kanıt olmaması, kanıt olduğunu mu kanıtlıyor?
اذن عدم وجود دليل هو دليل على الدليل؟

Buralarda bir yerde bir ipucu olmalı.
بصفحة ما هنا، لا بد من وجود دليل..

Buralarda mutlaka bir ipucu olmalı!
لابد من وجود دليل ما هنا

Buralarda bir ipucu olmalı.
لابد من وجود دليل هنا

Ama tehdit kanıtı yok, taciz yok... bir dava oluşturmak zor olacak.
ولكن مع عدم وجود دليل بتهديد أو مضايقة سيكون من الصعب فتح قضية.

Son zamanlarda da sosyal medya kişilerin kendilerini gösterme fırsatlarını arttırdı, ama sosyal medyanın narsisizme yol açtığının kesin kanıtı olmadığını
و قامت وسائل الإعلام مؤخراً بمضاعفة احتمالات تقدير الذات، رغم أهمية ملاحظة عدم وجود دليل واضح على تسبب الإعلام الإجتماعي في النرجسية.

Gim Seon Ho'yu uyuşturucu kaçakçılığından tutuklamak için daha kesin kanıtlar lazım.
للقبض على مهرب مخدرات مثل كيم سون هو تحتاج لتقبض عليه بالجرم المشهود مع وجود دليل

Sorun şu ki mahkeme çocuğun durumunun tehlikede olacağına dair sağlam kanıtlar bulmadan engel olmak istemiyor.
المشكلة هي أن المحكمة لا تريد التدخل إلا في حال وجود دليل قاطع على أن الخدمة الاجتماعية قد تعرضها للخطر

Bu adam hakkında bir ipucu olabilir.
لابد من وجود دليل لتعقب هذا الرجل

Büyükannenin davasına bakan dedektif, ortada başka birinin olduğunu gösteren bir kanıt olmasına rağmen mahkum edilmesini saptaadı, tamam mı?
إن التحري القائم على قضية جدتك حرص على أن تتم إدانته رغم وجود دليل يشير إلى شخص آخر، حسناً؟

Ama genç Pegg'e karşı gerçek bir kanıt olduğunu kabul edemem.
ولكن لا يمكنني تقبل ذلك دون وجود دليل ملموس ضد الشاب (بيج).