Mars'ta hiç bir yer yoktur ki toz ve kum fırtınaya karışmak için hazır halde bulunmasın. | Open Subtitles | لا يوجد مكانٌ بالمريخ لا توجد به ترابٌ ورمال جاهزة لتُضاف لتلك العاصفة |
İçi paçavra ve kum dolu. | Open Subtitles | إنّه محشو بخرق ورمال |
Eski arenayı, yapısı ve kumları gibi adamlarının hikâyeleri de doldurdu. | Open Subtitles | فذكرى انتصارات رجالك كانت جزءاً من الحلبة القديمة فبقدر ما كانت عبارة عن خشب ورمال |
Orada uzanmış, güneşin altında ölürken çölün bütün kumları onu sarmalamışken, Petris kayayla konuştu. | Open Subtitles | بينما كان يستلقي محتضراً تحت الشمس.. ورمال الصحراء تحيط به.. تحدث (بيتروس) إلى الصخر.. |