| Şimdi kanıtlayacağım ve bence bu, şaşırtıcı görünen sözü savunabilirim. | TED | الآن، سأصحِّح، وسأثبت أيضًا، جملة قد تبدو مفاجأة بالنسبة لكم. |
| - Elbette, öyle. - Bence değil ve size bunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | طبعاً نحن نعتقد أما أنا فلا أعتقد وسأثبت لكم ذلك |
| Bence Golem'in insanları incitmekten hoşlanmıyor. Bunu sana kanıtlayacağım. | Open Subtitles | أعتقد أن عملاقك لا يحب إيذاء الناس وسأثبت لك هذا |
| İşin sonunda bunu benim yapmadığımı ispatlayacağım. | Open Subtitles | انت تعلم كيف تنتهي هذه الأمور لن يحدث هذا معي وسأثبت لكِ أني لم أفعل ذلك |
| Bana 90 yıllık bir projektör bul sana kanıtlayayım. | Open Subtitles | أعثر لي على عارض أفلام قديم وسأثبت لك هذا |
| Kanıtlayabilirim, kanıtlayacağım da. Henüz incelemem bitmedi. | Open Subtitles | بل يمكنني وسأثبت ذلك لم أفرغ من تفحّصه بعد |
| Bir şansım var ve herkese yanıldığını kanıtlayacağım. | Open Subtitles | أخذت الفرصة، وسأثبت أنهم جميعهم مخطئون.. |
| Ben mükemmel bir yardımcı olabilirim ve bunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | يمكنني أن أكون محقق ثانوي رائع وسأثبت ذلك |
| Sana kanıtlayacağım. Dinle. | Open Subtitles | يشكلّون محرّك النظام نوعاً ما وسأثبت هذا، هاكِ |
| Sana kanıtlayacağım. | Open Subtitles | يشكلّون محرّك النظام نوعًا ما وسأثبت هذا، هاكِ |
| Hamursuz bayramınız aptalca ve bunu burnunu kırarak kanıtlayacağım. | Open Subtitles | أعيادكم غبية وسأثبت هذا عن طريق كسري لخشمك |
| Önce beni buradan çıkart. Çıkınca sana her şeyi kanıtlayacağım. | Open Subtitles | أولًا أخرجني من هنا، وسأثبت كل شيء لاحقًا |
| İlaç riskli ve fazla kullanılıyor ve bugün sizlere kanıtlayacağım ki bir insan üzerinde genel anestezi olmadan da ameliyat yapılabilir ve o aynı kişi ameliyatı kendi yapabilir. | Open Subtitles | إن المُخدر خطير ومُبتذل وسأثبت اليوم أن رجل يستطيع القيام بجراحة دون الخضوع للتخدير العام |
| Ama buna bir son vereceğim ve neler yapabileceğimi ona kanıtlayacağım! | Open Subtitles | ولكتي ساحسم الامر وسأثبت له ما أنا قادر عليه |
| Çünkü yarın onunla birlikte gidip herkese onun nasıl da işgüzar, ikiyüzlü, hesapçı bir kenaşe olduğunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | لأنني سأرافقها غدًا وسأثبت لك وللجميع أنها ذات وجهين في السر، وماكرة، وعاهرة متصنّعة. |
| Sovyet sisteminin ne kadar merhametli olduğunu kanıtlayacağım. | Open Subtitles | وسأثبت لك أنني رحيم وبأن النظام السوفياتي هو الصواب. |
| Mutantlar var ve ben bunu ispatlayacağım. | Open Subtitles | المتحوّرون موجودون .. وسأثبت ذلك |
| Serena, Dedikoducu Kız. Bunu sana ispatlayacağım. | Open Subtitles | سيرينا هـي فتـاة النميمة وسأثبت لك هذا |
| Okuldan sonra bu adrese gel de sana kanıtlayayım. | Open Subtitles | تعال إلى هذا العنوان بعد المدرسة وسأثبت لكِ ذلك |
| Ben gerçekten sizin geçici öğretmeninizim, bunu şimdi size ispat edeceğim. | Open Subtitles | أنا بكل تأكيد مدرسك المؤقت وسأثبت ذلك لكي الأن |
| Beni Köle Körfezi'ne götür, elime bir kılıç ver ederimi göstereyim. | Open Subtitles | خذني إلى خليج العبيد وضع سيفاً في يدي، وسأثبت أنني أستحق |