| Rapora geçecek olan, tutuklama esnasında Gus düştü ve yüzüstü düştü. | Open Subtitles | رؤية المسؤول , ان جيس تعرقل وسقط على وجهه اثناء الاعتقال |
| Rapora geçecek olan, tutuklama esnasında Gus düştü ve yüzüstü düştü. | Open Subtitles | رؤية المسؤول , ان جيس تعرقل وسقط على وجهه اثناء الاعتقال |
| Sundurmanın karşısında sendeledi, parmaklıkları yakaladı ama ellerinin arasından kaydı ve düştü. | Open Subtitles | وترنح خلال السقيفة, وامسك بالسور ولكنه انفلت من بين يديه وسقط على الأرض |
| Saldırı, arkası dönükken gerçekleşmiş. Başını çarpıp düşmüş. | Open Subtitles | دفعته الضربة إلى الخلف، فرطم رأسه وسقط على الأرض، أصيب بالدوار ونزف ببطئ |
| Bu şeyin üstüne düşmüş. Sonra yere yuvarlanmış. | Open Subtitles | وسقط على هذا الشيء وانقلب على الارض |
| Mermi buraya çarpmış ve aşağı düşmüş. | Open Subtitles | ارتدت الرصاصة هناك... وسقط على الحافة. |
| Benden kaçmaya çalışırken uçurumdan düştü. | Open Subtitles | إنه، لقد حاول الفرار منى وسقط على صخور مائية حادة |
| Daha sonra çocuğu kafasından vurdular ve çocuk yere düştü. | Open Subtitles | واطلقوا عليه النار في رأسه وسقط على الارض |
| Kovac,pomeranianını yakalamaya çalışırken kayıp verandasından düştü. | Open Subtitles | كوفاتش انزلق وسقط على حٍمله عندما كان يطارد كلبه |
| 1986'da Challenger uzay mekiği kalkışından sonra iki dakikadan kısa bir zamanda patladı ve Dünya'ya düştü. | TED | في عام 1986، انفجر مكوك الفضاء تشالنجر وسقط على الأرض بعد أقل من دقيقتين من إقلاعه . |
| Sonra top, kafasına çarptı ve korkuluğun üstüne düştü. | Open Subtitles | ثم صدمته الكرة في رأسه، وسقط على السور |
| David elini çantasına koyup bir taş alarak attı ve Filistinlinin kafasına vurdu o ve yere düştü. | Open Subtitles | وضع ( داوود ) يده في الكيس وأخرج حجراً ورماه وقد ضرب الفلسطيني برأسه وسقط على الأرص |
| Evet, kirişin üzerine düştü. | Open Subtitles | أجل, وسقط على الأرضية |
| Piccadilly'deymiş ve kaymış ya da takılmış ve yola düşmüş. | Open Subtitles | ...بأنه كان في (بيكاديللي) وأنه . إنزلق أو تعثر وسقط على الطريق |