| Hepimiz bu durumun çabucak ve huzurlu bir şekilde çözülmesini istiyoruz. | Open Subtitles | و نحن جميعا نريد لهذه الحالة حل سريع وسلمي |
| Güzel ve huzurlu bir dinin müritlerini kana susamış barbar gibi göstermişler. | Open Subtitles | أن يجعل أتباع دين جميل وسلمي تبدو وكأنها حفنة من البرابرة المتعطشين للدماء. |
| - Sakin ve huzurlu. - Bir heykelin olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | هادىء وسلمي مثلما يجب ان يكون التمثال |
| - Evet. Buraya gel ve teslim ol. | Open Subtitles | تعالي إلي وسلمي نفسك |
| Üzerindekileri bırak ve teslim ol. | Open Subtitles | ألقي بأغراضك وسلمي نفسك |
| Eğer Amerika'daki herhangi bir karbon haritasına bakarsanız, her metrekareyi haritaladığımız için, Amerika'nın gece çekilmiş uydu fotoğrafına benzediğini görürsünüz. şehirlerde daha sıcak, suburb'lerde ise daha soğuk kırsal ise, karanlık ve huzurlu. | TED | إذا نظرتم إلى أي خريطة كربون، لأننا نحدد موقعه لكل ميل مربع، أي خريطة للكربون في الولايات المتحدة، يبدو وكأنه سماء ليلي من صور الأقمار الصناعية للولايات المتحدة، اسخن في المدن، وابرد في الضواحي، مظلم، وسلمي في الريف. |