| Çok kötü bir şey yapmak üzere, bana inanmak zorundasın! | Open Subtitles | لا، إنه على وشك القيام بعمل مرعب، عليك أن تصدقني |
| Silahın güvenliği, yapmak üzere olduğumuz şey için çok kritik. | Open Subtitles | سلامتهُ هو أمرٌ حاسمٌ لمَا نحنُ على وشك القيام به. |
| Birisi ne yapmak üzere olduğunu söylemez. | TED | أحدهم لا يقول للآخر ما هم على وشك القيام به. |
| Yasadışı bir şey yapmak üzereyim, tamam mı? | Open Subtitles | انا على وشك القيام بشئ غير قانوني ، إتفقنا؟ |
| Ama onlar... Olamaz, oldukça kötü yatırımlar yapmak üzereler. | Open Subtitles | لكنّهما، يا للهول، لا، إنّهم على وشك القيام باستثمارات سيّئة جدًّا. |
| Tam o gelmeden önce bir şey yapmak üzereydim. | Open Subtitles | أتعلمين، قبل أن يأتي، كنتُ على وشك القيام بشيءٍ. |
| Hayatının en büyük hatasını yapmak üzeresin ve bunun da farkındasın. | Open Subtitles | أنت على وشك القيام بأكبر خطأ ممكن على الاطلاق، وأنت تعرف ذلك |
| Bir hava freni manevrası yapmak üzereyiz. | Open Subtitles | نحن على وشك القيام بمناورة باستخدام مكابح الهواء |
| Kanlar içindeydi, yapmak üzere olduğunu şeyi anlattı ve benden izin alması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | وقد غطت انه في الدم وكان يقول لي ما كان على وشك القيام به |
| yapmak üzere olduğunuz şeyi anlayınca engelleyici önlemler almak zorunda kaldık. | Open Subtitles | وحين اكتشفنا ما أنتم على وشك القيام به كنا مضطرين إلى القيام بإجراءات وقائية |
| Söyleniyor ki, az sonra yapmak üzere olduğumuz çıkartma operasyonu, oldukça zor. | Open Subtitles | ماعلي قوله , عملية الإستخراج التي نحن على وشك القيام بها, صعبة لأبعد الحدود, |
| Hepimiz ne yapmak üzere olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعرف بالضبط مالذي انت على وشك القيام به |
| Ne yapmak üzere olduğunu biliyorum ve sana saygı duyuyorum. | Open Subtitles | انا اعرف ما انت على وشك القيام به وانا احترمك بسببه |
| Bu çemberi ve yapmak üzere olduğumuz ayini kutsa. | Open Subtitles | لاسي. يبارك هذه الدائرة وطقوس نحن على وشك القيام بها. |
| yapmak üzere olduğun şey birçok Amerikalıyı kızdıracak. Ben de dahil. | Open Subtitles | ما أنتَ على وشك القيام به سيجعل أمريكييّن كثيرين متوترين، و أنا من بينهم |
| yapmak üzere olduğum şey size delilik göstergesi gibi gelebilir. | Open Subtitles | إنني أدرك أن ما أنا على وشك القيام به الآن قد تأتي باعتبارها نوعا من إشارة للجنون |
| Çok isterdim ama tam da Penny ile yoga yapmak üzereyim. | Open Subtitles | أحب هذا، لكني على وشك القيام بتمارين اليوغا مع بيني. |
| O kadar romantik bir şey yapmak üzereyim ki benimle evlenmek isteyecek. | Open Subtitles | أنا على وشك القيام بشيء رومانسي جدا سوف تتزوجني من بعده |
| Atalar onu vekil yaptı. Ve hamlelerini yapmak üzereler. | Open Subtitles | السالفون نصّبوه وصيًّا، وهم على وشك القيام بحركتهم. |
| Hazırlıklı ol. Hamle yapmak üzereler. | Open Subtitles | تجهز انهم على وشك القيام بحركتهم |
| Tam yollamak üzereydim. Mülküme öylece dalamazsın. | Open Subtitles | لقد كنت على وشك القيام بذلك لايمكنك اقتحام شقتي |
| Sanırım benim için fantastik bir şey yapmak üzeresin. | Open Subtitles | اعتقد انك على وشك القيام بشيء رائع حقاً بالنسبة لي |
| Ve dikkatli dinle çünkü sana büyük bir iyilik yapmak üzereyiz. | Open Subtitles | والانصات بدقة لأننا على وشك القيام بمعروف كبير جداً لك |