Başka şeyler de var. Tornetler ve AtıIgan'daki Vulcan'Iı kadınların fotoğrafları. | Open Subtitles | وكانت لديهم سكوترز قابلة للطي وصور للمرأة الفولكان علي سفينة الفضاء |
Çünkü bir sürü görmek istemediğim bebek fotoğrafları, etkinlik etiketleri kedi GIF'leri görüyordum... | Open Subtitles | لأني قد رأيت جميع صور الاطفال وجميع الاشارات وصور القطط التي اود رؤيتها |
Annem babam ve ben kütüphanede gülümserken çekilen resimler gazetelere çıktı. | Open Subtitles | كانت هناك مقالات صحفية وصور لأمي، أبي وأنا نبتسم في المكتبة |
Heather, olayı eşmeye başlar, yüzlerce mesaj bulur, fotoğraflar alınıp verilmiş, ve arzular ifade edilmiş. | TED | هيذر ، وبدأت التحرّي ووجدَتْ مئات من الرسائل وصور متبادلة ورسائل غرامية |
Haberin büyük bölümü Senatörün görüntüleri ve sözlerinden oluşmaktaydı. | Open Subtitles | أغلب ذلك التقرير تضمّن كلمات وصور السيناتور |
Ve İsrail posterlerini ve fotoğraflarını aldık, ama aynı zamanda İran'dan gelen yorumları ve mesajları da aldık. | TED | وأستلمنا ملصقات اسرائيلية وصور اسرائيلية، وكذلك الكثير من التعليقات والرسائل من إيران. |
Elde edeceğiniz tüm görüntü ve ses kayıtlarını teslim edince 25.000 dolar daha alacaksınız. | Open Subtitles | و 25 ألف دولار أخرى حين تسليم جميع الرسائل الصوتية وصور المراقبة |
Cep telefonundaki GPS koordinatları ekmek kırıntıları gibi. fotoğraf ve videolar olabilir. | Open Subtitles | هذا الهاتف فيه جهاز تتبع، وربّما يكون فيه تسجيلات وصور. |
Bana bunların birer kopyasını yolla. Ayrıca düğün resimlerini de istiyorum. | Open Subtitles | أرسلي لي نسخة منهم وصور عرسك أيضا |
Numuneleri alın, fotoğrafları çekin. Bu yerde hayat fışkırıyor... | Open Subtitles | نأخذ عينات وصور الفوتوغرافية هذا المكان يعُج بالحياة |
Orta Doğu'nun üzerinde raptiyeler ve Lewis Scanlon'ın fotoğrafları ve onunla alakalı yazılar olan Coğrafya dersi gibi bir şeye benziyor. | Open Subtitles | ياللهول, يبدو كأنه درس جغرافيا بدبابيس على الشرق الأوسط وصور ومقالات عن لويس سكانلون ما الذى تنوون فعله؟ |
Görüldüğüne dair bir dizi doğrulanmamış bilgi mevcut ve telefon fotoğrafları, ama hala dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | وردت عدة مشاهدات غير مؤكده وصور هواتف خلوية ولكنه لا يزال في الخارج في مكان ما |
Kapsamlı tıbbi kayıtları ve yara izlerinin fotoğrafları var. | Open Subtitles | عندي شامل السجلات الطبية عليه... وصور ندبه. |
Yastığının altında, büyükannesinin kayıp sandığım eski bir mektubunu ve birlikte çekildikleri fotoğrafları buldum. | Open Subtitles | أسفل الوسادة وجدت رسالة جدتها... المفقودة من المفكرة وصور معها. |
Bu telefonda, sırlar, resimler ve bütün dünyanı başına yıkacak skandallar var. | Open Subtitles | في هذا الهاتف لدي أسرار وصور وفضائح قادرة على قلب حياتك بأكملها |
Nathan: Yüz, ev, manzara ve tuhaf resimler. | TED | نيثان: وجه، ومنزل، ومشهد طبيعي، وصور غريبة. |
İçinde ilginç şeyler, renkli kısımlar bölümler, fırlayan resimler. | Open Subtitles | يوجد به الغاز و صور ملونة و أقسام متنوعة وصور عشوائية.. مسلي جدا |
ve evde sadece annemin çektiği ya da aile üyelerimizin olduğu fotoğraflar yoktu. | TED | ولم يكونوا فقط صور التقطتها وصور لأفراد العائلة. |
Tişörtler, bölgede çekilmiş fotoğraflar hatta mektupları bile--- | Open Subtitles | نحن نقدم تي شيرت وصور تذكارية لك فى الموقع0000 وحتى خطابات ايضا من000 |
Ama ellerinde hava durumuyla ilgili haritaları ve uydu görüntüleri vardı. | Open Subtitles | ولكن كان لديهم بعض خرائط الطقس وصور الاقمار الصناعيه للمنطقه. |
Sonrasında da cüzdanlarını, mücevherlerini, torunlarının fotoğraflarını çalardım. | Open Subtitles | ثم أسرق حافظات نقودهم ومجوهراتهم وصور أحفادهم |
Carol Gordon'un görüntü ve kan tahlillerini yolla. | Open Subtitles | لذا قومي بإرسال نتائج وصور تحاليل "كارول جوردن" |
Evimizdeki kutulardan çıkan fotoğraf ve belgeleri buldum. | Open Subtitles | لدي أوراق وصور من تلك الصناديق في منزلنا. |
Ayrıca düğün resimlerini de istiyorum. | Open Subtitles | وصور عرسك أيضا |