| Eğer ayakkabılarımı giyerken geride kalmasaydım Şefik ve Asıf o kamyona binmiş olacaklardı ve belki de şu an hiçbirimiz hayatta olmayacaktık. | Open Subtitles | لولا وجود شفيق وعاصف على متن تلك الشاحنات قبل إطلاق النيران ووجودى معهم قد يكون السبب وراء بقاءنا أحياء |
| Ruhel, Şefik ve Asıf, Guantanamo'da üç ay daha kaldılar. | Open Subtitles | روول وشفيق وعاصف بقوا فى جوانتانامو لثلاثة شهور أخرى |
| Bana Şefik Resul ve Asıf İkbal'i getirin. | Open Subtitles | وأحضروا لى شفيق رسول وعاصف إكبار |
| Hayat uzun ve fırtınalı bir yol ve asla önüne ne çıkacağını bilemezsin. | Open Subtitles | الحياة طريق طويل وعاصف ولن تكن متأكد أبداً مايمكن أن يحدث |
| Bir adet "Kasvetli ve fırtınalı" alayım, ruh halime de uyuyor hem. | Open Subtitles | سوف آخذ مشروب "مظلم وعاصف" الذي يلائم مزاجي |
| Hava yukarıya çıkmak için çok soğuk ve rüzgarlı. | Open Subtitles | الطقس بارد جداً وعاصف للذهاب إلى هنا. |
| Şefik Resul ve Asıf İkbal. | Open Subtitles | شفيق رسول وعاصف إكبار |
| Fantini Kardeşlerle uzun ve fırtınalı bir geçmişimiz var. | Open Subtitles | الأخوان (فانتيني) لديهما تاريخ طويل وعاصف معنا |
| Fantini kardeşlerle uzun ve fırtınalı bir geçmişimiz var. | Open Subtitles | *(خمور الأخوان (فانتيني* الأخوان (فانتيني) لديهما تاريخ طويل وعاصف معنا |
| Hava rüzgarlı. Soğuk ve rüzgarlı. | Open Subtitles | إنه عاصف بارد وعاصف |