| Ama işbirliği yaparsa ona bir yuva bulacağıma söz verdim. | Open Subtitles | وعدتها انى سوف ابحث عن منزل له. لو هى تعاونت. |
| O emin değildi ve ona her şeyin yoluna gireceğine söz verdim. | Open Subtitles | هي لم تكن متأكدة من ذلك و وعدتها أن الأمر سيكون بخير |
| benim gibi büyüdüğünde çişini daha uzun süre tutabilecekti, ona söz verdim. | TED | عندما تصبحين في عمري، سيصبح بمقدورك التحكم في نفسك لفترة أطول، وعدتها بذلك. |
| Ona söz vermiştim... ben yanındayken o, asla zarar görmeyecekti. | Open Subtitles | لقد وعدتها.. بأن طالما أنني هناك لن تصاب بأي أذى |
| Çok hoşuma giden bir elbise patronunu götürmeye söz vermiştim. | Open Subtitles | كنت قد وعدتها أن أحضر معى تصميم فستان قد أعجبها |
| Annesi hastalanmış, doktor gelene kadar yanında kalmaya söz verdim. | Open Subtitles | والدتها مريضة و أنا وعدتها بالبقاء حتى يأتي الطبيب |
| Bu gece sevgi dolu, özel, ya da öyle bir gece olacak diye ona söz verdim. | Open Subtitles | وعدتها أن تكون هذه الليلة، ليلة حُبّ، ليلة حميمة، شيءٌ ما. |
| Ama Ethel Jenks'in, Çarşamba günü, kızını ziyarete gideceğini biliyorum ve onun dersine gireceğime söz verdim. | Open Subtitles | ولكنى اعرف ان اثيل سوف تسافر يوم الاثنين لزيارة ابنتها وقد وعدتها بان احل محلها فى الفصل |
| Onu ben ikna ettim. O yapmak istemiyordu. Ona bir biftek ısmarlayacağıma söz verdim. | Open Subtitles | أقنعتها أن تقوم بذلك، لم تكن تريد فعلها، وعدتها بأن أتحمل أخطاءها. |
| Tam burası. Rianne yeni bir işe girdi. Uğrayacağıma söz verdim. | Open Subtitles | هنا ، ريان حصلت على وظيفه جديده وعدتها ان القي نظره عليها |
| Hep oraya gitmek istedim, ve kişisel konuşabilirsem, karım ilk çocuğumuzu 6 ay sonra doğuracak, ve ona doğum sırasında orada olacağıma söz verdim, ve ben her zaman sözümü tutarım. | Open Subtitles | ومن الناحية الشخصية ستضع زوجتى مولودنا الاول بعد 6 اشهر وقد وعدتها ان اشهد الولادة وانا افى دائما بوعدى |
| Bayan peekins'in büyük çocuğu rahatsızlanmış. Ona söz vermiştim-- | Open Subtitles | آنسة بيكينس أكبر سنا من أن ترعاها تبدو أكثر مرضاً وعدتها |
| Doğum gününde, evde olacağıma söz vermiştim. 11'inci yaş günü. | Open Subtitles | لقد وعدتها اننى ساعود الى البيت فى عيد ميلادها الحادى عشر |
| Pelagia daha küçükken Kefalonya'nın tarihini yazacağıma söz vermiştim ona ama nedense hâlâ vakit bulmuş değilim. | Open Subtitles | عندما كانت بليجي طفلة وعدتها بأنّ أكتب تاريخ كفلونيا لكن، بطريقة ما ما زلت لم أجد الوقت |
| Ama lütfen bunu söylediğimi duymasın çünkü serçe parmak sözü verdim. | Open Subtitles | ولكن ارجوكم لا تخبروها بأني أخبرتكم لاني وعدتها ان لا اخبر احد |
| Ama sonra ona bir şey söz vermişim gibi davranır. Ben de bozmam. | Open Subtitles | لكنها تبدأ بالتظاهر كأني وعدتها بشيء ثم أبدأ أنا بالتظاهر بنفس الشيء |
| Ona daha iyi bir hayat vaat ettim, ...ve bu sözümü tutacağım. | Open Subtitles | وعدتها بحياة أفضل وأنوي الإيفاء بهذا الوعد |
| Bekle. Gitmek istemiyordu ki. Ona başka ne söz verdin? | Open Subtitles | انتظر , هي لم ترد الذهاب بماذا وعدتها ايضا ؟ |
| Ona, ilk fırsatta tekrar ziyaretine geleceğim sözünü verir vermez elimi tuttu. | Open Subtitles | ولكنها مدت يدها فى النهاية، وذلك بعد أن وعدتها.. بأننى سأزورها ثانية فى القريب العاجل، |
| Ona babasıyla konuşacağına dair söz verdim. | Open Subtitles | أنا وعدتها أنها يمكنها أن تتكلّم مع أبّيها. |
| Brooke'a söz verdiğim için dekorasyona yardım etmeye ona gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | الذي يجب أن أذهب للمساعدة بروك, بتزيين الحفلة لأني وعدتها بذلك. |