| Onun yerine aylık limiti 300 dolar olan bir banka kartı bilgisi girdim. | TED | وعوضا عن ذلك، استخدمت بطاقة تحتوي 300 دولار فقط في الشهر. |
| Bundan ziyade, kendim yerine başka insanlar ve yaşadıklarım yerine hiç olmamış şeyleri yazmaya başladım. | TED | وعوضا عن ذلك, بدأت أكتب عن أشخاص غيري, وأشياء لم تحدث في الواقع. |
| Ya da bunun yerine tam zamanlı olarak çalışmak için ısrar edebilirsin. | Open Subtitles | وعوضا عن ذلك يمكنك التأليف الكتابي طوال الوقت |
| Ya da bunun yerine tam zamanlı olarak çalışmak için ısrar edebilirsin. | Open Subtitles | وعوضا عن ذلك يمكنك التأليف الكتابي طوال الوقت |
| Onun yerine onu ve Angela'yı gizlice görüşürken gördüm. | Open Subtitles | وعوضا عن ذاك أرى أنجيلا تعقد اجتمتعات سرية معه |
| Bunu reddetmek yerine, bu tek kullanımlık Tanrı'yı sahipleniyorsunuz. | Open Subtitles | وعوضا عن ذلك ترفضي، وتعتنقي هذا الاله المتاح |
| Akrabalarımızadan hediye almak yerine para yardımı yapmalarını istedik. böylece bir vakıf kuracak kadar bir birikimimiz olabilecekti. | TED | طلبنا من أقربائنا أن ينسوا هدايا الزفاف التقليدية وعوضا عن ذلك أن يعطوا بعض المال لكي نحصل على أموال لنبدأ مشروعا غير ربحي. |
| Ona yardım etmek yerine, bebeğini satın aldık. | Open Subtitles | وعوضا عن مساعدتها . اشترينا طفلها |
| Pilavını yedin. Ve mısır lavaşının yerine... | Open Subtitles | ولديك أرز وعوضا عن تورتيلا الذرة |
| Tek istediğim beyaz bir Noel'di ama onun yerine Kolombiya'ya döndüm yine. | Open Subtitles | كل ما أردته كان عيد ميلاد أبيض، وعوضا عن ذلك، عدت إلى "كولمبيا"، |
| Risen'in tanıklarının başarısız olması için çalışmak yerine aleyhinde tanıklık için dijital izler bulabilirlerdi. | TED | وعوضا عن المحاولة والفشل في جعل "رايزن" القيام بإدلاء الشهادة، فان باستطاعتهم جعل أثره الرقمي يدلي بالشهادة ضده عوضاً عنه. |
| - Onun yerine bu balık-kafayı mı getirdin? | Open Subtitles | وعوضا عن ذلك جلبت رأس السمكه؟ |
| Onun yerine unutacağız. | Open Subtitles | وعوضا عن ذلك، سننسى.. |