"وقت لآخر" - Traduction Arabe en Turc

    • ara sıra
        
    • arada sırada
        
    • bazen
        
    • zaman zaman
        
    Bu palyaçolara, beni ara sıra eğlendirmeleri için acı çektireceğim. Open Subtitles يجب عليّ تعذيب هؤلاء المهرجين بالترفيه عني من وقت لآخر.
    Gerçek dünyada ara sıra, bazen önemli durumlarda ortaya çıkar. TED إنها تظهر لنا من وقت لآخر في العالم الواقعي وأحيانا في ظروف مهمة
    Çok doğru, öyle olur. Hiç olmazsa ara sıra. Open Subtitles بالتأكيد يجب عليك ذلك على الأقل من وقت لآخر
    Şimdilik arada sırada evi yakan sinirli bir oğlan olduğumu kabul etmeliyim veya arada bir annesine zehirli dart atan biri. Open Subtitles و لكن الآن، يجب أن أتقبل حقيقة أنني طفل غاضب سيحاول من وقت لآخر حرق المنزل أو يرمي أمه بسهم مسموم
    Çünkü arada sırada, bizler de kiliseye gitmek zorundayız. İşte bu yüzden Open Subtitles لأننا ينبغي أن نذهب إلى الكنيسة من وقت لآخر
    bazen o şekilde, sizin dediğiniz gibi kendini beğenmiş görünebilirler. Open Subtitles ربما هم كذلك من وقت لآخر, يبدون كما قلت متعجرفين
    zaman zaman okul aniden bir haftalığına iptal edilirdi çünkü Taliban şühpelenirdi. TED من وقت لآخر كانت تلغى المدرسة فجأة لأسبوع لأن طالبان بدأت تشك
    Belki sana ara sıra biraz gönderebilirim. Open Subtitles ربما يمكنني أن أرسل لك مبلغا من وقت لآخر
    ara sıra oraya bir fahişeyi ziyarete gidermiş. Open Subtitles يذهب هناك من وقت لآخر لرؤية امرأة مومس يصاحبها
    Yine de polisler ara sıra eline bir beşlik sıkıştırır. Open Subtitles و لكن البوليس يسقط له ورقة مالية من فئة الخمسة من وقت لآخر
    Yalnız olsaydın düşünürdün, ara sıra birbirimizi görürdük. Open Subtitles إن كنت بمفردك لاستطعتِ التفكير. ولأمكننا رؤية بعضنا البعض من وقت لآخر
    ara sıra Estella ile ilgili haberler alıyordum Boşanmıştı Open Subtitles كنت أسمع عن إستيلا من وقت لآخر لقد تطلقت
    Hayır, hayır, hayır, konuşmamız gerekmiyor. Leo ara sıra bazı şeyleri onarmak için uğrar. Open Subtitles لا، لا، لا، إننا لا نتحتاج للتحدث ليو، يأتي من وقت لآخر لإصلاح الأمور
    Biliyorum. Hemen hemen hepsi ara sıra yemeğe gelirler. Open Subtitles أعرف، معظمهم يأتي إلى العشاء من وقت لآخر
    Ve bu ara sıra içilen sigaralar, ara sıra ara sıra olmaktan çıkardı. Open Subtitles وتلك السجائر التي من وقت لآخر كانت أكثر من كونها وقت لآخر
    Yollarımız ayrıIıyor ama arada sırada beni hatırlamanızı dilerim. Open Subtitles سنفترق جميعا لكن أريدكم أن تتذكروني من وقت لآخر
    Tek yapmam gereken, arada sırada Sandy'ye onu sevdiğimi söylemekti. Open Subtitles كل ما كان علي فعله هو أن أخبر ساندي بأني أحبها من وقت لآخر
    Tek yapmam gereken, arada sırada Sandy'ye onu sevdiğimi söylemekti. Open Subtitles كل ما كان علي فعله هو أن أخبر ساندي بأني أحبها من وقت لآخر
    Biliyorum bazen fazla dramatik davranabiliyor ve her daim makul olamıyor sinirlenince ömrümden 2 sene alıyor ama onu seviyorum. Open Subtitles انها لاتوافق دائما عندما تريدين منها ذلك، ومن وقت لآخر يأتيها تقلب في المزاجِ الذي يجعل طفل بعمر السنتين يخجل،
    Şimdi, bütün bunlar olurken, elinde küçük bir not defteri tutuyordu bazen defteri açıp sayfalarını çeviriyordu ve bir şeylere bakıyordu. TED طوال تلك المدة كان يحمل مفكرة صغيرة ويفتحها من وقت لآخر ويقلب في الصفحات وينظر إلى شيء ما
    Ama zaman zaman telefon eder veya ansızın ziyarete gelir. Open Subtitles لكن من وقت لآخر يتصل بي أو يزورني بشكل مفاجأ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus