| Genç yaşta babamı kaybettim çok geçmeden de kız kardeşimi, bu yüzden ayrı olmanın acısını bilirim, kendi kanından,canından olan insanlardan. | Open Subtitles | لقد فقدت أبي في مثل عمرك وشقيقتي بعد وقت ليس بطويل لذا فإنّي أدرك ألم الفراق عن لحمك وشحمك |
| Çok geçmeden egzersizlerine geri dönmelisin. | Open Subtitles | و سنجعلكِ قادرة على إستعادة تمارينكِ قبل وقت ليس بالطويل |
| O da zarif bir şekilde yaptı. Uçakta bir şeyler yeyip içmemeye gayret ediyorum. Kalkıp uçakta yürümek zorunda kalmak istemiyorum. Tabii, evdeki hesap çarşıya uymaz. Çok geçmeden çaldı, ben de cevap verdim. | TED | أحاول ألا آكل أو أشرب في الطائرة لكي لا أضطر إلى النهوض والمشي في الطائرة، لكن الطبيعة لها حكمها الخاص، ومن وقت ليس ببعيد، دقت الطبيعة ورددت عليها. |
| Uzun zaman geçmeden elbette senden kurtulacağım. | Open Subtitles | لسوف أتخلص منك، قبل وقت ليس بطويل. |
| Çok geçmeden onlardan biri ölecek. | Open Subtitles | منذ وقت ليس بطويل قتل أحد شركائه الجدد |