| Yazılarının ve öğretilerinin, yanlış yönlendirilmiş bir gençliğin eseri olduğunu ve tahrik edici olduklarını belirten bu anlaşmayı imzala. | Open Subtitles | وقع على هذه الوثيقة التي تنص على أن كتاباتك وتعاليمك كانت عبارة عن طيش في الشباب و أنها محرضه |
| Buradaki zarflanmış olan maddelerin, okunmayarak avukat-müşteri gizliliğinin ihlal edilmediğine dair olan bu iletiyi, usulsüzlüğe karşı teftiş ettiğimi onaylayan bu belgeyi lütfen imzala. | Open Subtitles | وقع على هذه الوثيقة التي تؤكد أنني فتشت المحتويات عن أشياء غير قانونية دون الإخلال بخصوصية المتهم و المحامي |
| Adam 693 bağış için adını gizli tutma anlaşması imzalamış! | Open Subtitles | الرجل وقع على اتفاقية السرية في كل مرة تبرع بها |
| Dostoyevsky Kumarbaz'ı yazdığında, yayımcısıyla bir sözleşme imzalamış. | Open Subtitles | اتعرف عندما كان دوستويفيسكى يلحن جامبلر وقع على عقد مع الناشر |
| Bir DNR belgesi imzaladı, "Tekrar canlandırmayın emri" ydi bu. | Open Subtitles | وقع على طلب بعدم الانعاش آمر بعد الإنعاش من الإغماء. |
| Tazıları bıraktığınızı belirten bu feragatnameyi imzalayın. | Open Subtitles | وقع على هذا التحرر لتحرير الكلاب قانونيا |
| - Grace yerini koru. Adamlar ne olduğuna bakacaklar. Birisi raylara düşmüş. | Open Subtitles | جريس أبقى فى موقعك أحدهم وقع على سكة القطار |
| Spor salonu olayı yüzünden kızgın değilim. Şurayı imzala lütfen. | Open Subtitles | لست غاضبة من مسألة الصالة الرياضية وقع على هذه من فضلك |
| Noktalı yeri imzala ve bütün servetin alttaki 50 küresel hayır kurumuna dağılacak. | Open Subtitles | وقع على الخط المنقط و كل أملاكك ستكون مقسم ما بين الـ 50 منظمة خيرية عالمية مدرجة تحت |
| Bana verdiğin her şeyi geri verdim. Şunu imzala. | Open Subtitles | لقد أعدت كل شيء أعطيتني إياه وقع على هذه الآن |
| - Ama ben sana güvendiğimden emin değilim. Lütfen kanıt koruma kaydını imzala. | Open Subtitles | حسناً، انا لت متأكد أني أثق بك لذا من فضلك وقع على سجل حماية الأدلة. |
| Şimdi imzala şu lanet belgeyi ve hep beraber buradan çıkıp gidelim. | Open Subtitles | الان , وقع على الوثيقة اللعينة لنخرج جميعنا من هنا |
| O topu Bebek Ruth imzalamış. | Open Subtitles | باب روث وقع على هذه الكرة لقد كان |
| - Bebek Ruth imzalı. - George mu imzalamış? | Open Subtitles | كانت موقعة من باب روث جورج وقع على هذه؟ |
| Dekan Anderson bile imzalamış. | Open Subtitles | وحتى الرئيس أندرسون وقع على هذا |
| 1950 yılında, O ABD hükümeti ile 540 00:30:25,046 -- 00:30:27,059 bir antlaşma imzaladı. | Open Subtitles | في عام 1950، وقع على إتفاقية مع حكومة الولايات المتحدة |
| Yargıç boşanma belgelerini geçen ay imzaladı. | Open Subtitles | القاضي وقع على أوراق طلاقي الشهر الماضي لماذا لم ينجح الأمر بينكم, بالتحديد؟ |
| Sadece imzalamanız gerekenleri imzalayın. | Open Subtitles | -فقط وقع على أي أوراق تحتاج للتوقيع -وماذا بعدها؟ |
| Bir şey yapmadan lütfen burayı imzalayın. | Open Subtitles | لا تذهب إلى أي مكان فقط وقع على هذا |
| Tavan arasında bir şeyin üzerine düşmüş, kolunu çizmiş. Ertesi günü kızarıklık başlamış. | Open Subtitles | وقع على شئ بعلية المنزل جرح ذراعه، و أصيب بالطفح اليوم التالي |
| Sovyet heyeti, Nazi-Sovyet Paktı'nı imzalayan Molotov liderliğindeydi. | Open Subtitles | وكان على رأس الوفد السوفياتي الرجل الذي وقع على الإتفاق النازي السوفياتي مولوتوف |
| Bu oy verme emrini imzalarsan bugünkü toplantıya gelmen gerekmeyecek. | Open Subtitles | وقع على هذا الإقتراع الغيابي ولن تكون مضطراً للحضور لإجتماع اليوم |
| Leonard, Ev Arkadaşlığı Anlaşması'nın imza sahibidir. | Open Subtitles | لينورد) هو من وقع على اتفاقية السكن) |