|         fakat gerçekte son derece kusursuz pilotlardır ve ihtiyaçları olan besini bulmaları söz konusu olduğunda yüzlerce kilometre uçabilirler.         | Open Subtitles |          ولكنهم في الحقيقة ضليعين جدا في الملاحة الجوية ويمكنها الطيران لمئات الأميال إذا أضطرت للبحث عن الطعام الذي تحتاجه.         | 
|         Ama çıkmamış, şu anda göçük altında, fakat kurtarma çalışmaları sürüyor.         | Open Subtitles |          لم يخرج بعد. ما زال داخل الأنقاض ولكنهم يعملون على إخراجه         | 
|         fakat onlarda, sizde olmayan bir şey vardı: Diploma! !         | Open Subtitles |          ولكنهم كانوا يملكون شيئاً واحداً لا تملكه أنت، يملكون دبلومة         | 
|         Evet, bir sürü puan yapıyorlar, ama ancak iki haftada bir kazanırlar.         | Open Subtitles |          نعم إنهم يسجلون طنا من النقاط ولكنهم يختبؤن فى كل أسبوع تالى         | 
|         Ama onlar diğer tarafa geçince kimse onlarla dalga geçmiyor.         | Open Subtitles |          ولكنهم لا يشعرون بالذلّ والمهانة عندما يصلون إلى الجانب الآخر         | 
|         - Bu insanlardan nefret ediyorum. - Ama onlar bunun bir parçası, Dan.         | Open Subtitles |          –اكره هؤلاء الناس –ولكنهم جزء منه,يا دان.         | 
|         Bu adamlar tasarımlarınızı beğendi fakat birkaç tane akıllarına takılan şey var.         | Open Subtitles |          إذن لقد أعجب الشباب بتصميماتكم ولكنهم يريدون الحديث معكما حول بضعة أشياء         | 
|         fakat bunlar birer güçlü karakter olan kadın değiller.          | TED |          ولكنهم ليسوا شخصيات قوية كانوا إناث بجرد المصادفة          | 
|         Temel olarak insanlar hükümetleri değiştirebileceklerini fakat politikaları değiştiremeyeceklerini anlamaya başladılar.          | TED |          في الواقع بدأ الناس يفهمون أن بوسعهم تغيير الحكومات، ولكنهم لا يمكنهم تغيير السياسات.          | 
|         Tamamen değersiz şeyler değiller fakat gerçek değerlerinin yakınından bile geçemezler.Çünkü tanıdığı insanlar ne bu çantaları almak istiyor ne de bu çantaların değerini biliyor.          | TED |          لم تكن عديمة القيمة تماما، ولكنهم ليسوا قريبين بشيء من القيمة الفعلية،لأن لا أحد تقريبا من معارفهم يريد شراء واحدة، أو يعرف كم كانت تستحق.          | 
|         Bugünün kazananları, dünün kaybedenleri fakat asla vazgeçmeyenleridir.          | TED |          الرابحون اليوم هم من خسروا بالأمس، ولكنهم لم يستسلموا أبدًا.          | 
|         fakat orada yaşayan insanlar nefret ettiler.          | TED |          ولكنهم كرهوه كل الذين عاشوا هناك كرهوه حقًا          | 
|         Maddi olarak tehlikede değildir, fakat sürekli maddi sıkıntı içinde yaşar.          | TED |          إنهم مؤمَّنون من الناحية المالية، ولكنهم يعيشون في حالة دائمة من عدم الاكتفاء.          | 
|         Onlar öyle yaptığı sırada yüzeydeki hayatın %90'ını zehirledi. fakat bugün soluduğumuz havayı onlara borçluyuz.          | TED |          عندما قاموا بفعل ذلك، فهم لوثوا 90 بالمائة من الحياة على سطح الأرض، ولكنهم السبب في أنكم تتنفسون هذا الهواء اليوم.          | 
|         fakat onlar da sık sık bir hata yapar: Diğer herkesin de bilgili olduğunu düşünürler.          | TED |          ولكنهم غالبًا ما يخطئون خطأ آخر، فهم يفترضون أن كل شخص آخر هو واسع المعرفة أيضًا.          | 
|         Böyle bir şeyi daha önce yapmadıklarını ve herhangi bir cevabı garanti edemeyeceklerini fakat engel de olmayacaklarını, ve e-postayı ileteceklerini söylediler.          | TED |          قالوا أنهم لم يفعلوا ذلك من قبل، وأنهم لا يضمنون أن نحصل على رد ولكنهم لن يكونوا عقبة، وسوف يرسلوه.          | 
|         fakat araştırmak ve bunu en iyi şekilde kullanmakta oldukça iyiler.          | TED |          ولكنهم جيّدون جدًا فى البحث والاقتراب من الحلّ الأمثل.          | 
|         ancak halkı rahatlatmak ve katili yakalamak için elinden geleni yapıyor...         | Open Subtitles |          ولكنهم يطمئنون الجمهور بأنهم يقومون بكل ما يمكنهم فعله للامساك بالقاتل         | 
|         Ve doğal olarak meslektaşların sızıntının kaynağını öğrenmek isteyecekler, ancak asla bulamayacaklar.         | Open Subtitles |          وزملائكم سيريدون معرفة من سرب البيانات ولكنهم لن يعثروا على أي شيء         | 
|         Ama onlar için yapamayacağın bir şey olmadığını da biliyorlar.         | Open Subtitles |          ولكنهم يعرفون انك لن تتوانى عن فعل اي شيء لأجلهم         | 
|         - Ama daha yeni geldik. - Biliyorum, bebeğim, ama Elders olduğunu.         | Open Subtitles |          ولكننا وصلنا الآن أعلم عزيزتي ، ولكنهم الشيوخ         | 
|         Yaklaşıyorsun ama... içkiden fazlasını da ikram edecekler, değil mi?         | Open Subtitles |          . َ ولكنهم سيشاركون أكثر من مجرد الشراب, اليس كذلك؟         | 
|         Senin zekân hakkında bir fikirleri yok. sadece sinirlerini yokluyorlar.         | Open Subtitles |          ليس لديهم آراء عن مدى ذكائك، ولكنهم اعتمدوا على جسارتك         | 
|         Yoğun bakım tonla kan verdiğimiz ama yine de ölen hastalarla dolu.         | Open Subtitles |          وحدة العناية المركزة مليئة بالناس نحن نضخ الكثير من الدماء، ولكنهم يموتون.         | 
|         - Evet, ama bu... - Hayır, fikrinize saygı duysam da...         | Open Subtitles |          نعم ، ولكنهم كانوا الاوائل لا ، مع كل الاحترام المستحق         |