Ona söyledim doktor, fakat telefon numaranızı kaybettiğini ve acil olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرته بذلك، ولكنه قال بأنه قد فقد رقمك وأنها مسألة عاجلة. |
Ne istersen yaparım Ama bunu sık sık yaptığını söyledi. | Open Subtitles | سأفعل كل ما تريدينه, ولكنه قال إنكِ تفعلين هذا دائماً |
Siz iki aşk kuşuna bir şişe gönderecektim Ama tek başına olduğunu söyledi ve sen de üzgün görünüyordun. | Open Subtitles | كنت سأقوم بإرسال زجاجة لكما يا طيور الحب، ولكنه قال بأنه يوجد واحد فقط، وأنك تبدين تعيسة نوعاً ما. |
Yalnız kalması gerektiğini söylüyor, ...Ama geri geleceğim de diyor. | Open Subtitles | قال بأنه بحاجة لأن يكون لوحده ولكنه قال بأنه سيعود |
Biliyorum Ama ayrıca İt iti yer de dedi. | Open Subtitles | أنا أعرف ولكنه قال عالم الكلاب تأكل الكلاب |
O zaman pek mantıklı gelmemişti Ama anlatırsan istediğin gibi yapmamı söyledi. | Open Subtitles | لن تكون منطقيه ولكنه قال لو فعلت ذلك فيجب أن أنفذ ماتقولي |
Bununla bağlantısı olduğu belli değil. Tehlikenin Quad'a gelmekte olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لست متأكدة من أن الامرين مرتبطان, ولكنه قال بأن المشاكل قادمة |
Seni de suçlu bulacaklarını söyledi. | Open Subtitles | ولكنه قال لي بأنهم لن يُصدقوني وسيجدونني مذنبة أيضاً |
Hayatımın sonraki üç yılını burada harcamak istediğime emin olayım diye Ama bana bir hafta düşünmem gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | ولكنه قال انه يجب ان أفكر لمدة أسبوع لأتأكد اننى أريد قضاء ثلاث أعوام القادمه من حياتى هنا |
Çok önemli bir şey olmadığını söyledi. Bir kaç saat sonra dönmüş olur. | Open Subtitles | ولكنه قال انه ليس أمر هام وأنه سيعود بعد بضع ساعات |
Neden anlamıyorum Ama tek şansının sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لم أفهم لماذا ولكنه قال بأنك فرصته الوحيدة |
Ama onun tipi olmadığımı söyledi. | Open Subtitles | ولكنه قال لي أنى ليست من النوع الذي يفضله |
Ama ikinizin eskiden evlenemediğini ve şimdi bir fırsatınız olduğundan bahsetti. | Open Subtitles | ولكنه قال إنه كان من المفترض أن تتزوجاً. وكنتما ستعيشان معاً. |
Sen devam et. SG: Kesinlikle. Onu hızlı geçecektim, Ama bu beni yavaşlatacak. | TED | تستمر. : على الإطلاق. لذلك أنا تعاملت سريعا مع هذا الشأن، ولكنه قال أنه سوف يقوم بإبطائي |
Aslında havanın berbat olduğunu kastediyor Ama tam tersini söylüyor. | TED | هو على الأرجح يقصد أن الطقس سيء للغاية، ولكنه قال العكس. |
Ama onlara; hangisi daha mühim diye sormamalarını tembihledi Anlattıkları mı, yoksa yaşadıkları mı diye. | Open Subtitles | ولكنه قال لهم بألا يسألوا ما الذي جاء أولاً، الكلمات أم الأشياء، أو ما قد سيأتي لاحقا |
Önemsiz bir şey olduğunu düşünüyorsun Ama doktor ülser olabilir dedi. | Open Subtitles | اعلم انك تعتقدين ان هذا لا شئ, ولكنه قال انها لربما تكون قرحة. |
Hatta ona üç ayrı tarih verdim ve hepsine hayır dedi. | Open Subtitles | أعطيتهم 3 أيام ليختار الأنسب ولكنه قال لا |