ancak topluma tesir etmeyen bilimin geçerliliği yoktur Ve kaçırılan bu fırsatın | TED | لكن العلم يكون بلا جدوى إن لم يكن له تأثير في المجتمع, ونحن لا نستطيع تحمل |
15 Nisan'da bunun için ödedik, Ve bu müdahalenin bedelini hesaplayamazdık bile. | TED | نحن ندفع من ضرائبنا في 15 أبريل ونحن لا نستطيع حساب التكاليف في هذا التدخل |
Maalesef bundan kurtulamıyoruz Ve malesef bunun altından da geçemiyoruz. | Open Subtitles | لسوء الحظ نحن لا نستطيع المرور من فوقه ونحن لا نستطيع المرور من تحته، لذا فقط التباطىء من خلاله |
Ve kraliçeye yardım etmek için gücümüzü kullanamayız. | Open Subtitles | ونحن لا نستطيع إستعمال قوّتنا لمساعدتها. |
En kötüsü de ruhen Tanrı için doğru değiliz Ve ona yardım etmek için uygun değiliz. | Open Subtitles | ونحن لا نستطيع ان نتحمل ما هو أسوء امام ابانا ونحن غير ملائمين لمساعدتها. |
-"Birinci Sınıf"taki yolcularımıza bakan- mutfak hostesimiz Ve kabin amirimiz bıçaklanmış durumda Ve pilot kabinine giremiyoruz, kapı açılmıyor. | Open Subtitles | المضيفة جالى و المحاسب طعنا ونحن لا نستطيع دخول قمرة القيادة، الباب لا يفتح |
Ve biz utancımızdan oğlunun yüzüne bile bakamamıştık. | Open Subtitles | ونحن لا نستطيع أن ننظر إلى إبنه فيوجههبسببالخزيمنه. |
Eğer o kolu şimdi kesmezsek, göğsüne yayılacak Ve önünü kesemeyeceğiz. | Open Subtitles | لو لم نقطع هذه الذراع الأن سوف تنتشر حتى تغطى صدرك باكمله ونحن لا نستطيع ان نقطع هذا,صح؟ |
Ve hamileliğinden dolayı antibiyotikleri daha fazla kullanamıyoruz. | Open Subtitles | ونحن لا نستطيع أن نعلاجها بالمضادات الحيوية بسبب الحمل |
Şu andan itibaren playoff'lara 12 maç kaldı Ve daha fazla yenilgiye tahamüllümüz yok. | Open Subtitles | الان.. لدينا 12 مباراه تبدأ من الأن حتي المباريات النهائيه ونحن لا نستطيع ان نتحمل خسارات اخري |
Kurallar böyle Ve bu şekilde yapamayız! | Open Subtitles | هناك قواعد واللوائح. ونحن لا نستطيع واحد فقط الطوارئ بث الإرسال. |
Bütün gece böyle oturup birbirimize bakalım Ve hiçbir şey... yapmayalım mı istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدنا أن نجلس هكذا ننظر إلى بعضنا البعض طوال الليل؟ ونحن لا نستطيع فعل أي شئ |
Sanat pahalıdır Ve buna harcayacak paramız yok. | Open Subtitles | بأن الفنون غالية ونحن لا نستطيع تحمل كلفتها بعد اللآن |
Ve ne pahasına olursa olsun bunun olmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | ونحن لا نستطيع السماح لهذا بالحدوث بأي ثمن |
Ve Onlarin bu sehirde bir adim daha ileri gitmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | ونحن لا نستطيع السماح لهم بإمتلاك بوصة آخرى من العشب في هذه المدينة |
Ve annem izin vermezse 18 yaşına kadar evlenemem görünen o ki bu asla olmayacak. | Open Subtitles | ونحن لا نستطيع الحصول على رخصة الزواج الحقيقي حتى أنتقل 18 دون موافقة الوالدين وهذا هو الواضح أنه لا سيحدث. |
Ve her ne kadar istesek de geçmişi değiştiremeyiz. | Open Subtitles | ونحن لا نستطيع تغيير الماضي، بقدر ما نتمنى استطعنا. |
Bize silah lazım Ve bir başkasının bizi görmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى أسلحة، ونحن لا نستطيع السماح لأي شخص أن يرانا نحصل عليها |
İnsanların ölmesine sebep olduk Ve onları geri getiremiyoruz. | Open Subtitles | أرواحهم قد ولت, ونحن لا نستطيع أن نفعل شيئاً لهم |
Hortlaklar insanların bedenine sızıyor Ve nasıl tespit edeceğimizi bilmiyoruz. | Open Subtitles | بهيئة خطف الناس، ونحن لا نستطيع التعرف عليهم |