| Karakola gidip, olanları anlatacağız. | Open Subtitles | سوف نذهب الى قسم الشرطه ونخبرهم بماذا حدث |
| Jüriyi ateşimizin etrafına toplayıp, daha iyi bir hikâye anlatmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نجمعُ هيئة المحلّفين أمام النار ونخبرهم بقصة أفضل. |
| Onlara, bıçak ve çatal tutan, yakasında peçete olan bir çılgına dikkat etmelerini söyleriz. | Open Subtitles | ونخبرهم أننا نبحث عن مجنون معه منديل وبجيبه سكّين وشوكة |
| Polise gideriz. Neler olduğunu anlatırız. | Open Subtitles | نسلمها إلى دورية الطريق العام , ونخبرهم بما حدث |
| Endişelenme. Eğer Ian bizi aldatmaya kalkarsa, FBI'ı arayıp nerede olduğunuzu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | إذا حاول إين خيانتنا , يمكننا الإتصال بالإف بي آي ونخبرهم بالضبط أين أنت |
| Tabii ki polisi arayıp onun katil olmadığını söyleyeceğiz. | Open Subtitles | واضحاً أننا سنتصل بالشرطة ونخبرهم أنه ليس الرجل |
| Basını arayıp, psişik önsezin olduğunu söyleyelim. | Open Subtitles | دعينا نتصل بالصحف الشعبية ونخبرهم بأنكِ لديكِ هواجس روحانية حول القاتل |
| Onlara, yazılımın okuma, matematik ve fen alanlarını yapacağını, ama çocuğun motor ve kendine bakma becerilerinden sorumlu olduklarını ve birlikte sosyal duygusal beceriler üzerinde çalışacağımızı söylüyoruz. | TED | ونخبرهم أن البرنامج قادر على تولي جميع مهام الحساب والقراءة والعلوم، ولكنهم مسؤولون عن تعليم المهارات الفكرية ومهارات مساعدة الذات، ومعاً، يمكننا العمل على تعليم التعاطف الاجتماعي. |
| Onlara gerçekte ne olduğunu anlatacağız ve onlar alelacele buraya gelecek. | Open Subtitles | ونخبرهم بالذي حدّث فعلاً، ليستعجلوا بالمجيء إلى هنا. |
| Polislere, arkadaşlarımızı kaçırıp, arabamızı çaldığını anlatacağız. | Open Subtitles | ونخبرهم بأنه قام باختطاف أصدقائنا وسرق سيارتنا |
| Polise gidip onlara her şeyi anlatacağız. | Open Subtitles | ثم سنذهب للشرطة ونخبرهم بكل شيء |
| Jüriyi ateşimizin etrafına toplayıp, daha iyi bir hikâye anlatmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نجمعُ هيئة المحلّفين أمام النار ونخبرهم بقصة أفضل. |
| - Washington'u arayıp olanları anlatmalıyız. - Washington'ın çoğu o salondaydı. | Open Subtitles | بعد تلك الحيلة يجب أن نتصل بواشنطن ونخبرهم بالذي يجري |
| Burmese insanlarına ordunun nasıl davrandığını ve tehhdit ettiğini anlatmalıyız. | Open Subtitles | ونخبرهم بالضبط كيف أن الشعب البورمي يتم التعامل معهم من قبل الجيش. |
| Polisleri çağırıp onu yakalatırız ve onlara Kod 405'in yaşandığını söyleriz. | Open Subtitles | يمكننا جعل الشرطة يقبضون عليها ونخبرهم الفصل 405 |
| Sonra hayvanat bahçesini arar hayvanların nerede olduğunu söyleriz. | Open Subtitles | ومن ثم سنتصل بحديقة الحيوان ونخبرهم بمكان تواجد الحيوانات |
| Bu geceyi atlatalım, yarın polise gidip neler olduğunu anlatırız. | Open Subtitles | سنترك هذه الليله تمر كي نذهب فـ الغد الى مركز الشرطه ونخبرهم ماذا حدث |
| Onlara herşeyi anlatırız. | Open Subtitles | ونخبرهم بكل شيئ |
| En azından, Yıldızgeçidi Komutanlığına bir mesaj yollayıp iyi olduğumuzu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع على الأقل إرسال رسالة إلى قيادة بوابة النجوم، ونخبرهم أننا بخير |
| Endişelenme. Eğer Ian bizi aldatmaya kalkarsa, FBI'ı arayıp nerede olduğunuzu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | لو حاول (إيان) أن يخدعنا، فيمكن أن نتصل بالإف بي آي ونخبرهم تماماً بمكانك. |
| Polisi arayıp silahı gösterelim ve kendini savunduğunu söyleyelim. | Open Subtitles | سنتصل بالشرطة ونريهم السلاح ونخبرهم أنه كان دفاعاً عن النفس |
| Her hafta şirketlere gidip açıklarını nasıl düzelteceklerini söylüyoruz. | Open Subtitles | كل أسبوع نزحف إلي الشركات تماما مثل هذه الشركة ونخبرهم كيف يصلحون هراءهم |
| Rusları aramalıyız. Onları bulduğumuzu söylemeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نتصل بالروس . ونخبرهم أننا وجدناها |