| Onu dışarıda bir yere koymak istiyoruz ve enerjisini güneşten almasını istiyoruz. | TED | ونريد أن نطلقها فى البيئة المحيطة، ونريدها أن تستمد الطاقة من الشمس. |
| - İkinize bu harika fırsat için teşekkür etmek istiyoruz. | Open Subtitles | ونريد أن نستغل الفرصة لشكركما على منحنا فرصة العمل هذه. |
| Belki şimdiki zaman sana yetmemiştir. Bütün paramızı çaldın, onu geri istiyoruz. | Open Subtitles | لعل هذه اللحظة حالية جداً بالنسبة لك لقد سرقت نقودنا ونريد استعادته |
| Duncan'ın eski yerinde yangın varmış ve gönüllülere orada ihtiyacımız var. | Open Subtitles | اندلع حريق فى مبنى دانكن القديم، ونريد من المتطوعين الذهاب هناك |
| Biz,vergi esasının bir parçası olan... ...ve eskiden vergi ödeme yükü bulunan insanlara... ...kapı açan bu sistemleri değiştirmek istiyoruz. | TED | ونريد أن نحول النظم التي تفتح الأبواب للناس الذين كانوا سابقا من الأعباء الضريبية إلى جزءا من قاعدة الضرائب. |
| Teknolojiyi üreten insanlar teknolojiyle ne yapmamız gerektiğini düşünen insanlar olsun istiyoruz. | TED | ونريد الأشخاص الذين يصنعون التكنولوجيا أن يفكروا في ما يجب أن نفعله بالتكنولوجيا. |
| Bu sinir sinyallerinin içinde çok daha fazlası var, ve daha fazlasını elde etmek istiyoruz. | TED | هناك الكثير من المعلومات في إشارات تلك الأعصاب ، ونريد أن نحصل على المزيد. |
| Ve hiçbir çocuğu ıskalamamak için bunu evrensel boyutta yapmak istiyoruz, | TED | ونريد أن نفعل هذا عالميا كي لا يفوتنا أي طفل, |
| Ve birbirimizi tanımak istiyoruz, ama yapamayacağımızı düşünüyoruz. | TED | ونريد أن نعرف بعضنا البعض، لكن أعتقد أننا لا نستطيع. |
| Neden? Çünkü hastayız ve bir an önce iyileşmek istiyoruz. | TED | فما السبب؟ لأننا مرضى ونريد أن نشفى سريعًا. |
| Onların iyi olduğunu düşünmek istiyoruz, ama iyi değiller. | TED | ونريد أن نقتنع بأنهم بخير، ولكن هذا غير صحيح. |
| Sizden son gelişmeleri okumak istiyoruz. Teşekkürler Anders. | TED | ونريد قراءة آخر التحديثات من عندكم. شكرا لك أندرس. |
| Toplu taşıma istiyoruz. Hem de çokça. Temiz ve onur verici bir toplu taşıma. | TED | ونريد نقلاً عاماً الكثير والكثير من النقل العام، نقلاً عاماً نظيفاً ومحترماً |
| Bu dört noktanın birbirine eşit uzaklıkta dört şehri temsil ettiğini varsayın, Biz de bu şehirleri birbirine bağlayacak yollar yapmak istiyoruz. | TED | تخيل أن هذه الدبابيس الأربعة تمثل أربع مدن تفصلها مسافات متساوية، ونريد إنشاء طرق تربط بينها. |
| Daha büyük hedeflerimiz var ve projemizi mayınların bir tehlike olduğu her yere yaymak istiyoruz. | TED | نريد له النجاح والانتشار، ونريد توسيع المشروع في كل مكان حيث لا تزال الألغام الارضية تشكل تهديداً. |
| Yaklaşık üç yıl önce Londra'da Howard Burton isminde bir kisi gelip bana dedi ki, temsil ettiğim bir grup ile birlikte bir teorik fizik enstitüsü kurmak istiyoruz. | TED | إذاً منذ حوالي ثلاث سنوات كنت في لندن أتى إليّ شخص يُدعى هوارد بورتون و قال لي أنا أُمثل مجموعة من الأشخاص ونريد أن نُؤسس معهداً في الفيزياء النظرية |
| Yaklaşık 120 milyon dolar bütçemiz var ve iyi bir iş çıkarmak istiyoruz. | TED | لدينا ما يقارب 120 مليون دولار، ونريد أن نؤسسه بشكل جيد |
| Para toplayacağız ve yardıma ihtiyacımız var, şeylerle... | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى جامع تبرعات ونريد مساعدة ـ ـ ـ |
| Randolph'u kendimiz yakalayıp polise vermek istedik. | Open Subtitles | ونريد ان نصطاد راندولف اولا, ثم نسلمه للشرطة. |
| Dinle, çalışmalarından çok etkilendik ve Metropol bölümümüzde iş önermek isteriz. | Open Subtitles | نحن معجبون بعملك ونريد ان نعرض عليكى منصب فى مكتبنا بمترو |
| Salınmasını istediğimiz iki mahkum elinizde: Albay Frank Simmons ve Adrian Conrad. | Open Subtitles | أنتم تحتجزون سجينان ونريد إطلاق سراحهما كولونيل فرانك سيمونز و إدريان كونراد |