| Fotoğrafik bir kanıt olmadan ne kadar büyük bir balık yakaladığınızı kanıtlayamazsınız. Ve bu, balıkçılığın başlangıcından beri böyleydi. | TED | من غير دليل مصور، لا يوجد شيء يثبت اصطيادك لسمكة عملاقة وهذا كان هو الحال منذ بداية صيد الأسماك. |
| Kendi kendime sadece bir bölüm okuyacağım demiştim Ve bu dört bölüm önceydi. | Open Subtitles | لقد قلت لنفسي اني سوف اقرأ فصل واحد وهذا كان قبل اربعه فصول |
| İçinde olduğu durumu gördük Ve bu 2015'e doğru parçalanmadan önceydi. | Open Subtitles | لقد رأيتي حالته كيف كانت وهذا كان قبل إنشقاقه لعام 2015 |
| Evet ama, 6 aydır telefonum dinleniyordu. Bu da çok komikti. | Open Subtitles | ولكن تليفوني تعطل لمدة ستة اشهر ، وهذا كان مرح ايضا |
| Ama o da dengesiz adamlara ilgi duyuyordu belli ki, Bu da harikaydı. | Open Subtitles | و لكن كان من الواضح أنها مُنجذبة للأشخاص الغير مستقرين, وهذا كان مثالياً |
| Bana daha sonra arayacagını söyledi Ve ondan duyduygum son şey buydu. | Open Subtitles | لقد قال أنه سيتصل بي لاحقاً وهذا كان آخر شيء سمعته منه |
| Evet bu avukatının ona söylemesi gereken bir şeydi ama avukatı orada değildi. | Open Subtitles | نعم وهذا كان ليكون شيء ممتاز لمحاميها ليخبرها به الا انه لم يكن هناك |
| Ve bu aslında malzemeleri raflardan alıp kullanmanın tersine özel bir teknoloji dizayn etmek anlamına geliyordu. | TED | وهذا كان يعني حقيقة تصميم تقنية خاصة على عكس مجرد شراء الأشياء من على الأرفف واستخدامها |
| Bana aptal, hain, bela, amc.k ve çirkin adam denmiş Ve bu sadece bir e-posta içindeydi. | TED | تمت تسميتي بالغبية، الخائنة، الكارثة ورجل قبيح جداً وهذا كان في ايميل واحد فقط |
| Onlara baktim, herkes kendini tanitti tek tek herkes isimlerini soyledi ve nereden geldiklerini ve ben dedim ki: ben Sheryl Sandberg Ve bu benim hayalimdi. | TED | نظرت إليهن، عرفنا بأنفسنا ، فعرفن بأسمائهن و من أين جئن، فقلت أنا اسمي شيريل ساندبورغ، وهذا كان حلمي. |
| Ve bu gruplar arasındaki tek farklılıktı. Lancet dergisinde yayınlanan randomize kontrollü bir çalışmaydı. | TED | وهذا كان الفارق الوحيد بين المجموعتين لقد كانت دراسة عشوائية مراقبة نشرت في مجلة لانسيت. |
| Sadece kanyon zeminine iniş toplam 10 saat sürdü Ve bu atlı gideceğim dört günün ilkiydi. | TED | النزول لقاع الأخدود وحده دام 10 ساعات وهذا كان اليوم 1 من أصل 4 على ظهر الحصان. |
| Ve bu eksikti. Bu, psikoterapide eksikti. | TED | وهذا كان منسياً . لقد كان مغفلاً من العلاج النفسي. |
| Marangozhaneden, beni yılda bir aylığına çıkarıyordu Ve bu benim için çok iyiydi. | Open Subtitles | كان يخرجنى من ورشة النجارة لمدة شهر سنويا وهذا كان شئ يعجبنى |
| "Muharebede kayıp" derler Ve bu da annemin lügatında benim öldüğüm anlamına gelir. | Open Subtitles | ولكن يقولون مفقود في المعارك وهذا كان يعني لها انني مت |
| Onları en başta keşfe göndermek bence yeterince kötüydü, ...Bu da 30 sene önceydi. | Open Subtitles | كان من الخطأ ارسالهم لهذه البعثات في المقام الأول وهذا كان منذ 30 عاماً |
| Onunla ayrılmış olmalı Ve bu da bedeli. | Open Subtitles | لابد وأنها إنفصلت عته وهذا كان رده عليها |
| Bu da süper oldu çünkü birkaç saniyeliğine ikizlerle grup yapıyor gibi oldum. | Open Subtitles | وهذا كان رائع لأني حين عدت لممارسة الجنس مرة أخرى كان كأني أمارس الجنس في علاقة ثلاثية مع توائم |
| Belki de bir tane çalmayı düşünüyordu Bu da onun ev ödevi. | Open Subtitles | ربما كان يخطط لسرقة أحدهم وهذا كان عمله فعلاً. |
| Onun da bu noktada yapmak isteyeceği son şey buydu. | Open Subtitles | وهذا كان آخر شيء يريد القيام به في تلك المرحلة |
| Aslında başıma gelen bir çok şey arasında en kötüsü de buydu, çünkü işe yaramıyor olamazdı. | TED | وهذا كان اسوأ حتى من كل شيء حدث بعدة طرق حتى الان لانه لم يكن ممكنا تحقيقها |
| Evet bu avukatının ona söylemesi gereken bir şeydi ama avukatı orada değildi. | Open Subtitles | نعم وهذا كان ليكون شيء ممتاز لمحاميها ليخبرها به الا انه لم يكن هناك |