| 19 yaşındaki güzel Fransız, şimdi 29 yaşında ve Paris'te yaşıyor. | Open Subtitles | تلك جميلة ذات ال19 أصبحت في ال29 وهي تعيش في باريس |
| Hâlâ hayatta ve Avrupa'da yaşıyor. | Open Subtitles | لا تزال على قيد الحياة وهي تعيش في أوروبا |
| Bloomington Indiana'da yaşıyor, Illinois değil. | Open Subtitles | وهي تعيش في بلومنغتون إنديانا، وليس إلينوي |
| Babasıyla birlikte yaşıyor ve güreş kulübüyle ilgileniyor. | Open Subtitles | وهي تعيش مع والدها و تبدوبعدناديالمصارعة. |
| Şu an evimde yaşayan bir kadını kurtardım. | Open Subtitles | لقد أنقذت إمرأة شـابة وهي تعيش حـاليا في منزلي. |
| Saskatchewan'da yaşıyor ve sadece bir kaç günlüğüne. | Open Subtitles | وهي تعيش في ساسكاتشوان وانها مجرد لبضعة أيام. |
| Annesi endişeli. O Afrika'da yaşıyor. | Open Subtitles | والدته تشعر بالقلق وهي تعيش في أفريقيا |
| Annem Portland, Oregon'da Reikici sahtekar bir pislikle yaşıyor. | Open Subtitles | أمي، وهي تعيش في بورتلاند بولاية اوريجون ... ... مع هذا المعالج ريكي الأحمق. |
| Ünlü bir heykeltıraş, Rueil-Malmaison'da yaşıyor. | Open Subtitles | هي فنان تشكيلية معروفه "وهي تعيش في "روي-ماميزو |
| Kızkardeşi Lupe ile Hollywood Premiere Motel'de yaşıyor. | Open Subtitles | وهي تعيش في فندق العرض الأول في هوليوود... مع أختها، لوب. |
| Hayatımda gördüğüm en güzel kızla dans ediyorum ve New York'ta yaşıyor. | Open Subtitles | أنا أرقص مع أجمل فتاة وهي تعيش في "نيويورك". |
| Deniz kenarında yaşıyor. | TED | وهي تعيش قرب البحر. |
| Öğrenciniz evlendi ve şu an Manheim'de yaşıyor genç adam. | Open Subtitles | الأميرة تزوجت وهي تعيش في (مالديني) أيها الشاب. |
| Burada yaşıyor, anladın mı? | Open Subtitles | وهي تعيش هنا، ترى؟ |
| - Madison'da yaşıyor. - Hey. | Open Subtitles | وهي تعيش في الجادّة 63 و"ماديسون" |
| Ve bir planın içinde yaşıyor. | Open Subtitles | وهي تعيش في المشاريع. |
| Başkasının hayatını yaşıyor. | Open Subtitles | وهي تعيش حياة شخص آخر |
| Büyük bir şehirde yaşıyor, ama ona göre küçük bir köy adeta, çünkü mesela bir taksi şoförü geçiyor, "Üç Noel önce beni falanca yere | Open Subtitles | وهي تعيش في مدينة كبيرة ولكن بالنسبة لها هي قرية صغيرة مثلا تمر سيارة أجرة بالقرب منها وتقول: "هذا هو السائق الذي أوصلني |
| Şimdi Arizona'da spor mağazası zinciri sahibi bir adamla yaşıyor. | Open Subtitles | وهي تعيش الان في (اريزونا) مع رجل يملك سلسلة من مخازن السلع الرياضية |
| Zengin, hem de çok zengin ve Queens'te dolap kadar bir stüdyo dairede yaşayan bir kızdan bahsediyoruz. | Open Subtitles | هذه فتاة ثريّة, ثريّة جدًا وهي تعيش في شقة من غرفة واحدة ،"بحجم خزانة في "كوينز كل صور المجلات تلك |
| Sonra köşede yaşayan Frau Else Wernicke var ve sonra da... | Open Subtitles | وبعدها هذه وهي تعيش عند الزاويه |