| Altın zincirler, bilezikler ve madeni pullarla tamamen kaplanmıştı ve yüzü bir maske gibiydi. | Open Subtitles | كانت كلها مغطاة بالسلاسل الذهبية, والأساور المتلألئة ووجهها مثل القناع |
| Onun sert ama duyarlı yüzü bana bir daha asla aptalca bir şey yapmamam erektiğini hatırlatacak. | Open Subtitles | حزمها ووجهها العابس سيذكرني أن لا أقوم بأفعال غبية مجدداً |
| Tabii parmak izi bozulmamışsa, yüzü tanınmayacak bir halde değilse bütün bunlar Eva'nın kusursuz suç planının bir parçası. | Open Subtitles | تبدل سوف بصمتها أن عن عدى يعرف لن ووجهها الكاملة للجريمة " إيفا " مخطط من جزء هذا كل |
| Suratı tıpkı sıkılmış greyfurt gibi. | Open Subtitles | ووجهها كعنب مرمي علي حافه الطريق |
| Göğsünde, boynunda ve yüzünde ikinci derece yanıklar olan 24 yaşında bir kadın. | Open Subtitles | لدي أنثى عمرها 24 سنة بحروق من الدرجة الثانية في صدرها، رقبتها، ووجهها. يا إلهي. |
| Tabii parmak izi bozulmamışsa, yüzü tanınmayacak bir halde değilse bütün bunlar Eva'nın kusursuz suç planının bir parçası. | Open Subtitles | عدى عن أن بصمتها سوف تبدل ووجهها لن يعرف كل هذا جزء من مخطط " إيفا " للجريمة الكاملة |
| Tatlım, onu yüzü açık bir şekilde gömmek istemezsin. | Open Subtitles | حبيبي، لا تود دفنها ووجهها مكشوف. |
| Birisi Kat'i düşürünce yüzü doğruca çantaya girmiş böylece parmak izleri de gözlüklerine geçmiş oldu. | Open Subtitles | إذن "كات" يغمى عليها ووجهها يسقط نحوَ الحقيبة وبصمات الأصابع تنتقل إلى نظاراتها |
| yüzü, gözüpek bir bakışla bize döndü. | TED | ووجهها يلاقينا بنظرة مهيبة. |
| yüzü de hiç fena değil. | Open Subtitles | ووجهها ليس سيئا |
| Judith Myers'ın çıplak cesedi üst kattaki koridordaki kan gölünde yüzü koyun yatar halde bulundu. | Open Subtitles | عُثر على جثة (جوديث مايرز) العارية ووجهها للأسفل غارقة بالدماء في الطابق العلوي |
| yüzü çok çirkinleşirdi. | Open Subtitles | ووجهها أصبح قبيحاً جداً. |
| Bana bakan yüzü çok güzeldi. | Open Subtitles | ووجهها فوقي. جميلة للغاية. |
| Bana bakan yüzü çok güzeldi. | Open Subtitles | ووجهها فوقي. جميلة للغاية. |
| - yüzü erimiş beton gibi, sikerler. | Open Subtitles | - ووجهها يبدو مثل دلو ذئاب مليئ بالخرسانة - (ستيفن) |
| yüzü de kırılmış. | Open Subtitles | ووجهها مكسور |
| yüzü tıpkı genç haline benziyor. | Open Subtitles | ووجهها يبدو... |
| Suratı kocamandı. | Open Subtitles | ووجهها كان ضخماً |
| Boynunda, ellerinde ve yüzünde böcek ısırığı vardı. Bana karasinek gibi geldi. | Open Subtitles | هناك لدغات حشرات على عنقها ويديها ووجهها |