| Oğlum genç. Kararlarında ona yol gösterecek birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | أبنى لا يزال صغيرا ويحتاج من يساعده فى إتخاذ قراراته |
| Ona bakmanı yani. Biraz rahatsız ve kalacak bir yere ihtiyacı var. | Open Subtitles | اريدك ان تهتم به ، إنه مريض ، ويحتاج لمنزل للبقاء به |
| Ancak arada sırada başka insanların da görmesi için bavulunuzu açmanızı umuyorum, çünkü dünyanın size ve taşıdıklarınıza ihtiyacı var. | TED | ولكن من حين لآخر، من حين لآخر فقط، أرجوا أن تفتحوا تلك الحقائب للناس لكي يروا، لأن العالم يحتاجكم ويحتاج ما تحملونه. |
| Bir hasta düşünün şiddetli travma geçirmiş ve birkaç uzmana ihtiyacı var: bir nörolog, bir kardiyolog, bir ortopedi cerrahı. | TED | تخيل مريض تعرض لصدمة شديدة، ويحتاج انتباه العديد من المتخصصين طبيب أعصاب، طبيب القلب، جراح العظام. |
| Polis adamın uyuşturucu almak için paraya ihtiyacı olan bir tiryaki olduğu sonucunu çıkarttı. Saçmalık. | Open Subtitles | لأن الشرطة صرحت بأن الرجل كان مدمناً ويحتاج للمال لشرائها |
| Hangi masumun iyi bir avukata ihtiyacı olduğuna karar vermem lazım sanırım. | Open Subtitles | أعتقد انه يجب أن أعرف أي منهم أكثر براءة ويحتاج دفاع جيد |
| Ve onlar aynı zamanda yaşamak zorunda, ve insanların doymaya ihtiyacı var. | TED | وعليهم أيضا أن يكسبوا رزقهم، ويحتاج الناس للطعام. |
| Çok hassas bir yapısı vardır ve çok fazla sevgiye ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنّه حساس بعض الشيء, ويحتاج الكثير من المحبة. |
| Bu çocuk altı gün içinde idam edilecek ve günahlarından arınmaya çok ihtiyacı var. | Open Subtitles | بقى 6 أيام على إعدامة, ويحتاج لخلاص الروحى |
| İnanamıyorum size, bebek hasta ve sıcak bir şeyler içmeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | أنا لا يُمكنّنـي تصديقك هذا الرضيع مريض، ويحتاج إلى شراب حار |
| Yargıç küçük bir parti veriyor ve yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | سيقيم القاضي حفلاً في المساء ويحتاج لبعض المساعدة |
| O, bizim arkadaşımız. Bu umutsuz zamanlarında yardımımıza ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنه صديقنا ويحتاج عوننا في هذه الساعة الأكثر يأسا |
| Hikayelerini düzeltecek, yapıyı oluşturacak,daha derinlere gitmesini ve söylenmesi zor gerçekleri bulmasını sağlayacak birine ihtiyacı var. | Open Subtitles | لأنه يحتاج شخصاَ لتنقيح قصصه ويعطيها أساسات ويحتاج أيضاَ أن يضغط بأعماقه ليكشف حقيقة صعب البوح بها |
| Kamyon boşaltıldı. Şoförün imzaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | تم تفريغ الشاحنة، ويحتاج السائق لتوقيعك. |
| Aynı zamanda izlenmeyen paraya ihtiyacı var, yoksa onu şimdiye kadar bulurduk. | Open Subtitles | ويحتاج أيضاً لعملة غير قابلة للتعقّب وألا لوجدناة الآن |
| Antibiyotiğe ihtiyacı var. | Open Subtitles | لديه إلتهاب ويحتاج مضادات حيوية، أنا طبيب |
| Genç çocuk, yapayalnız, saklanmaya ihtiyacı var. Nereye giderdin? | Open Subtitles | فتى مراهق, وجيداً, ويحتاج للأختباء, اين ستذهب؟ |
| Bir arkadaşım var, kanser oldu. Marihuana'ya ihtiyacı var. | Open Subtitles | لدي صديق مصاب بالسرطان ويحتاج الماريخوانا |
| Ona göz kulak olmanı istiyorum. O hasta, kalacak bir yere ihtiyacı var. | Open Subtitles | اريدك ان تهتم به ، إنه مريض ، ويحتاج لمنزل للبقاء به |
| Tamam. İki şeye birden ihtiyacı var. Kan ve su. | Open Subtitles | نحنُ نعلم أنهُ يقوم بأمران يشرب الدماء, ويحتاج للماء |
| Polis adamın paraya ihtiyacı olan bir bağımlı olduğunu iddia ediyor. Bu saçmalık. | Open Subtitles | لأن الشرطة صرحت بأن الرجل كان مدمناً ويحتاج للمال لشرائها |
| Yaşamak istediğine, annesine ihtiyacı olduğuna inanmak mı? | Open Subtitles | لأنه يريد أن يعيش ؟ ويحتاج لأمه ؟ |