| Sonunda hoş bir adamla tanıştım adam katil çıktı. | Open Subtitles | قابلت شخصاً لطيفاً أخيراً و إتضح إنه قاتل |
| Birkaç yıl öncesine gidersek, aslında hastane yönetimini düşünüyordum ama bürokratik işlemlere alerjim olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | قبل عدة سنوات كنت أفكر بإدارة المستشفيات و إتضح أنني اعاني من حساسية تجاه القوانين |
| Testlerin sonucunda inatçılığı ve tek kelimeme bile değer vermediği ortaya çıktı. | Open Subtitles | و إتضح أنّه عنيد و متشبّث برأيه و لن يستمع لأي كلمة أقولها له |
| Novak'ı öldürmediğinden emin olduğumuz bir adam çıktı. | Open Subtitles | لقد حددنا هويته ، و إتضح أنه الرجل الوحيد الذي كنا متأكدن جدًا أنه لم يقتل نوفاك |
| Eyalete tekrar gittim ve etrafa bakındım... ...balıkçılık lisansının... ...konu olduğu ornekleri... ...bulup bulamayacağımı gormek için. Ve hiçbir tane olmadığı olmadığı ortaya çıktı. | TED | و عدت إلى الولايات المتحدة و بدأت في البحث و الإستقصاء عن إذا كان في وسعي إيجاد أمثلة حيث تم فيها تطبيق رخصة للصيد العكسي. و إتضح أنه لا يوجد. |
| 12 yıl önce ölen bir adama ait çıktı. | Open Subtitles | و إتضح بانه لرجل مات منذ 12 سنة |
| Beni tutuklayan polis kızın eski sevgilisi çıktı. | Open Subtitles | و إتضح إن من قام بالإعتقال كان صديقها . |
| Ve öyle de çıktı. | Open Subtitles | و إتضح أنها كذلك بالفعل |
| Haklı olduğum ortaya çıktı. | Open Subtitles | و إتضح أنى كُنْتُ صح |