| O kişinin bir insan olduğunu hatırlamalıyız ve insanlar bunu desteklemeli. | Open Subtitles | يجب أن نتذكر أنها بشر و الناس يجب أن يدعموا هذا |
| Portalları açtığımdan beri, ruhlar ve insanlar Cumhuriyet Şehri'nde huzur içinde yaşadılar. | Open Subtitles | لاني قمت بفتح البوابتان الارواح و الناس قاموا بالعيش معا بسعادة فيالمدينةالجمهورية. |
| ve insanlar, doktorların buna bir çare bulabilmesi gerektiğini düşündü. | TED | و الناس ظنوا أن الأطباء سيتعاملون معها. |
| Temple, insanlar ve hayvanlar öldüklerinde zihinlerimizde kalırlar. | Open Subtitles | عندما تموت الحيوانات و الناس يبقون معنا في أذهاننا |
| Katılıyorum. Bir de insanlar sana güvenip güvenemeyeceklerini bilmiyor. | Open Subtitles | أتفق معكِ أيضا، و الناس لا تعرف إن كان بإمكانها أن تثق بك |
| 14 yaşında bir kızın vampir saldırısı sonucu yolda kan içinde yattığını ve insanların başlarını bile çevirmeden yanından geçip gittiğini gördüm. | Open Subtitles | فتاة فى الرابعة عشر غارقة فى دماؤها و الناس تمر من حولها |
| görmek istemezsiniz. ve insanlar gerçekte kendi gövdelerinin içine hapsolmuşlardır, ama zihinleri korunmuştur. | TED | و الناس في الحقيقة, مسجونين, داخل اجسامهم, لكن لديهم عقول |
| Bu bilgisayar çok hızlı görünüyor -- çok fazla çalışıyor, ve insanlar etrafta koşuşuyor, ve vay, diye düşündük, bu yüksek bir hızda oluyor. | TED | هذا الكمبيوتر يبدو سريعا جدا ، و يعمل بجهد كبير و الناس يتراكضون، و نحن نفكر أن الأمر يحدث بسرعة كبيرة |
| Çünkü eskiden engelli koşardım ve insanlar artık yapamasalar bile... eskiden yaptıkları şeyleri yapmayı severler. | Open Subtitles | لأننى معتاد على ذلك و الناس عادة يفعلون ما هم معتادون عليه بعد أن لا يكون بامكانهم فعله |
| Çünkü eskiden engelli koşardım ve insanlar artık yapamasalar bile... eskiden yaptıkları şeyleri yapmayı severler. | Open Subtitles | لأننى معتاد على ذلك و الناس عادة يفعلون ما هم معتادون عليه بعد أن لا يكون بامكانهم فعله |
| Bir TV yıldızı intihar etmiş, ve insanlar onun hayaletini televizyonda görmüşler. | Open Subtitles | نجمه قتلت نفسه ، و الناس شاهدوا شبحها على التلفاز |
| ve insanlar onun ganimetiyle şölen yaptılar ve bir daha aç kalmadılar. | Open Subtitles | و الناس احتفلوا بمكاسب معركته و لم يجوعوا أبداَ |
| Evet, ama, biliyorsun artık yaşlanıyorum... ve insanlar yaşlandığın zaman sana eskisi kadar değer vermiyor. | Open Subtitles | نعم , لكن , تعلمين , انا اصبحت متقدمة في السن و الناس لا يهتمون بك بنفس القدر عندما تصبحين متقدمة في السن |
| Bir su depomuz ve yiyecek depomuz var ve insanlar ambarda duş alıyorlar. | Open Subtitles | و عندنا بالفعل مخزون ماء و طعام و الناس تستحم.. تحت الأرض |
| Pedofil bir katil palyaço çiziyor ve insanlar bunu duvarına asıyor. | Open Subtitles | متحرش و قاتل للأطفال يرسم المهرجين و الناس يقومون بتعليقهم على جدرانهم |
| Hiç dünyayı takmadan yürüyüp giden kendiniz bir bakın, bütçeler kesilirken ve insanlar Bay Donaghy'nin ofisine kovulmak için çağırılırken. | Open Subtitles | انظر اليكم ايها الاثنان تمشون بدون اهتمام للعالم مثل تخفيض الميزانية, و الناس تأتي الى مكتب السيد دوناغي للطرد |
| larını yalaman gereken insanlar ve kocaman k... | Open Subtitles | و الناس الذى ينبغى عليك بتقبيل ايديهم |
| Ama sen gayet doğaldın. İnsanlar sana bayıldı. | Open Subtitles | لكنكِ كنت طبيعيه، و الناس أحبتكِ |
| ve insanların uyuduğu kaç saati izledin? Hepsini. | Open Subtitles | و كم ساعة كان عليكِ مشاهدة ذلك و الناس نائمين ؟ |
| Ve halk sizi asla affetmez. | Open Subtitles | و الناس سوف لن تغفر لك ابدا |
| Çukurun altındaki insanlar da garip hayvanlardı. | Open Subtitles | و الناس فى قاعها كأنهم حيوانات من نوع غريب |
| Bu yeni buhar makinesi açıkça malları ve insanları taşımak için daha iyi bir yol sunuyordu. | Open Subtitles | هذا المحرك البخاري الجديد،وفر طريقة أفضل في نقل البضائع و الناس |
| Dünyayı ve insanoğlunu kendi suretinden yarattığı vakit. | Open Subtitles | عندما قام بخلق الأرض و الناس على أحسن صورة |