ve o parça yayınlandı, ve sonra bir başkasını yazdım, o da yayınlandı. | TED | و تلك القطعة تم نشرها و عندها كتبت قطعة اخرى و تم نشرها |
ve o sayfalar sadece form,istatistik ve tazminat talebi değildir. | Open Subtitles | و تلك الأوراق ليست طلبات و احصاءات من أجل التعويضات |
ve o delinin bizimle, hayatımızla ya da çocuğumuzla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | و تلك المجنونة لا تمتّ لنا أو لحياتنا أو لطفلنا بصلة حسناً؟ |
Tam anlamıyla huzurevi öksürüğünüz, ve şu zayıf bacaklarınız, her biri 10 pound değerinde. | Open Subtitles | لقد ا قمت بالسعال كما لو كنت احد نزلاء بيوت البر. و تلك الارجل الضعيفه تساويان عشره جنيهات. |
Bu da büyük bir iş: Bu kurumlarda farklı farklı oy payları bulunan farklı ülkeleri yeniden yapılanmaya ikna etmek. | TED | و تلك مهمة صعبة: أن تقنع مختلف دول العالم بمختلف حصصهم من الأصوات في تلك المؤسسات، بتحقيق ذلك. |
Hepsi de sizi ve bu davayı seve seve jüri önüne çıkarmak ister. | Open Subtitles | .. و الذين يسعدهم أن يأخذوك أنت و تلك القضية أمام هيئة المُحلفين |
Sanırım önyargılı değilim. ve o hatun cidden tahrik edici. | Open Subtitles | أظن أنني لست متحيزاً و تلك الغبية مثيرة جداً |
Orada olmasının nedeni o yol ve o kamyonlar. | Open Subtitles | ذلك الطريق و تلك الشاحنات هما السببان الرئيسيان لوجوده هناك |
Anne kartalın ve o minik yumurtaların nerede olduklarını söyle bakalım. | Open Subtitles | الآن فقط أخبرني أين هي الأم و تلك البيضات الصغيره |
Dua edelim de bot hala orada olsun ve o şeyler etrafında yüzüyor olmasın | Open Subtitles | صلى لله لان قاربى لا زال هناك و تلك الاشياء لاتزحف فى كل انحائه |
Ougi ve o tanımadığım kız üzerinde kullanmak çok tehlikeli. | Open Subtitles | سيشكل هذا خطرا كبيرا إذا ما استعملتها على أوغي و تلك الفتاة الغريبة |
ve o gece her yıl o gece önlemler almam gerekiyordu. | Open Subtitles | و تلك الليلة و تلك الليلة من كل سنة يجب أن أهتم بالدخلاء |
Birlikte. Sevdiğimiz bir oyunu oynadık. ve o gece, oyun her şeyi değiştirdi. | Open Subtitles | لعبنا اللعبة التى أحببناها و تلك الليلة غيرت تلك المباراة كل شئ |
Ben, sen ve o güzeller güzeli küçük kızımız. | Open Subtitles | أنا و أنتِ ، و تلك الفتاة الصغيرة التي لطالما أحبتني |
Ben, sen ve o güzeller güzeli küçük kızımız. | Open Subtitles | سأعطيكِ ثلاثة أسباب أنا و أنتِ ، و تلك الفتاة الصغيرة التي لطالما أحبتني |
Şu lamba yok. ve şu paravan da öteki tarafta duruyor. | Open Subtitles | ليس لدينا ذلك المصباح و تلك الشاشة في الجهة الأخرى |
Bir şekilde Tor ve Sandee ile, ve Horton ve şu yeni kız, Soda ile ilgisi vardı. | Open Subtitles | بتور و ساندى ، و هورتون و تلك الفتاة الجديدة ، صودا |
Seni ve şu peruğu sikeyim çünkü bu iş beni sinirlendirmeye başlıyor. | Open Subtitles | عليكي اللعنه و تلك الباروكه ايضا هذا الهراء يصيبني بالتوتر |
Ve Bu da dünyada en derine dalabilen denizaltısıdır. Japon hükümeti tarafından kullanıldı. | TED | و تلك الغواصة، هي الوحيدة التي تغوص لهذا العمق في العالم تديرها وتموّلها الحكومة اليابانية. |
"Ölmesini istiyordun, diyeceklerdi." ve Bu da doğruydu. | Open Subtitles | سيقولون انت اردتها ميتة و تلك حقيقىة ايضا |
Dostum, ben yedi yıl maksimum güvenlikli bir hapishanede çalıştım, ... ve bu hala gördüğüm en gay şey. | Open Subtitles | يا صديقي لقد عملت في سجن لمدة سبع سنوات و تلك هي أكثر الأشياء شذوذاً اللتي سبق لي رؤيتها |
Evet, ben de, turta, kurabiye ve diğer şeyler dışında. | Open Subtitles | أجل, ولا أنا. إلا إذا كان بداخل الكعك و تلك الأشياء |