| Ben büyürken sadece sen, ben ve büyükannem vardı. | Open Subtitles | عندما كنت أكبر و لم يكن هنالك أحد غيرك و أنا و جدتي | 
| Büyükannem ve büyükbabam, annem ve babam, annem ve üvey babam, üvey babam ve büyükannem. | Open Subtitles | جدي وجدتي، أمي و أبي أمي و زوجها، زوج أمي و جدتي | 
| Bu ben ve büyükannem o bir şov kızıydı. | Open Subtitles | هذه أنا و جدتي لقد كانت فتاة إستعراضات | 
| Gelemem, Büyükannemle birlikte kilise yemeğine gideceğiz. | Open Subtitles | لا أستطيع, أنا و جدتي سنذهب إلى مأدبة الطعام في الكنيسة | 
| Anne, Büyükanne Pat ve büyükbaba Tag'i arayabilir miyiz? | Open Subtitles | أمي، هل يمكننا ان نتصل على جدي و جدتي ؟ | 
| Sonra, tabii, anneciğime ve babacığıma baktım -- (Gülüşmeler) Karolina ve Karl, ve büyükannem ve büyükbabam, Josefine ve Josef. | TED | ولكن عندما نظرت الى والدي و والدتي (ضحك) كارولينا و كارل وجدي و جدتي جوزيف و جوزيفين | 
| Evet. Ben ve büyükannem. | Open Subtitles | أوه ، نعم أنا و جدتي | 
| Sadece ben ve büyükannem kaldık. | Open Subtitles | إنه أنا و جدتي فقط | 
| ve büyükannem onu reddetmişti. | Open Subtitles | و جدتي حرمتها من الارث | 
| ve büyükannem beni "bizimki" diye çağırır. | Open Subtitles | و جدتي تقول لي "أختي" | 
| Dede, Büyükannemle böyle bir hikâyeye sahip olduğunuzu düşünmemiştim. | Open Subtitles | ،أنا لم أظن إنكما، جدي و جدتي لديكما هذه القصة مخبئة | 
| Eminim Büyükannemle konuşmanız gereken bir sürü eğlenceli şey vardır. | Open Subtitles | حسناً، اراهن على ان لديكما أنت و جدتي العديد من الأمور المسلية لتتحدثا عنها | 
| Büyükannemle büyükbabamı görmüştüm ama tabuttaydılar. | Open Subtitles | رأيت جدي و جدتي و لكنهما كانا في التابوت. | 
| - Elbette. Büyük annem ve babam yarın şehre geliyor. | Open Subtitles | أمي و جدتي سيأتيان للمدينة غداَ | 
| Büyükanne ve büyükbaba. Ve Jon. | Open Subtitles | كلا, هناك جدي و جدتي و هذا (جون) |