| İyi bir avukatım Ve muhtemelen sonum hapishane olacak ve barodan atılacağım ve bu kadar korkunç ne yaptım bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا محام جيد و على الأرجح سيتم إبعادي و سأدخل السجن و لا أعرف ما الشيء المروع الذي فعلته حتى يحدث لي ذلك |
| Ross, tatil zamanları zor olabiliyor biliyorum Ve muhtemelen şu an yalnız olmak senin için gerçekten çok zor olmalı. | Open Subtitles | و على الأرجح من الصعب عليك أن تكون وجدك الآن |
| Dinle, aramızdakilerin kolay olmadığını biliyorum ve birbirimize karşı tam olarak dürüst olmadık Ve muhtemelen beni öldürmek isteyeceksin. | Open Subtitles | , اسمع , أعرف أن الامور لم تكن سهلة بيننا , و لم نكن صريحين إلى بعضنا و على الأرجح أنك ستود ان تقتلني |
| Büyük ihtimalle köpek parkı dışında iletişim kurmamak için anlaştılar. | Open Subtitles | و على الأرجح أنهم اتفقوا على عدم الإتصال ببعضهما البعض إلا إذا كان ذلك في حديقة الكلب هذه |
| Büyük ihtimalle, Washington morgundan ikinci casus kalemi çalmak için FBI ajanı taklidi yapan, aynı kişi. | Open Subtitles | و على الأرجح هو نفس الشخص الذى انتحل صفه عميل فيدرالى لسرقه قلم تجسس من مشرحه العاصمه |
| Büyük ihtimalle onu vururum ama hapse giremeyecek kadar güzelim. | Open Subtitles | و على الأرجح هـي ، وأنـا جميلـة على أن أذهب إلـى السجـن |
| Sen görevden alınacaksın ben ceza alacağım ve büyük olasılıkla seni bu davaya verdiğim için rütbem düşürülecek. | Open Subtitles | و سوف يتم فصلكِ و سوف يلقى اللوم علي و على الأرجح سوف يتم تنزيل رتبتي لأني وضعتكِ في القضية |
| Büyük olasılıkla, şu anki durumundan çok daha güçlü olur. | Open Subtitles | و على الأرجح سيكون أقوى مما عليه الآن |
| Tansiyonu hızla düşüyor Ve muhtemelen bu gece içinde ölümcül bir kalp krizi geçirecek. | Open Subtitles | ضغط دمها ينخفض بسرعة و على الأرجح ستعاني من أزمة قلبية قاتلة في وقت ما الليلة |
| Ayrıca işsiz kalır, evlenmez Ve muhtemelen ölür giderdim. | Open Subtitles | لكنت أيضًا عاطلاً عن العمل عازب، و على الأرجح ميتًا. |
| Ve muhtemelen casinoyla ve tefecilikle alakalı. | Open Subtitles | و على الأرجح له علاقة بالكازينو و القروض بفوائد فاحشة |
| Bunun uzun bir ders olduğunu biliyorum Ve muhtemelen hatırlamıyorsun ama kendi kendine düşündüğün herhangi bir durum oldu mu? | Open Subtitles | أعلم أنها كانت محاضرةً طويلة و على الأرجح لا تذكرينها، لكن، أفكرتِ بداخلكِ بأي مرحلةٍ من المحاضرة |
| Ayrıca bize ekipman, kaynak Ve muhtemelen 5 kişiden fazlası gerek. | Open Subtitles | لكن أيضًا نريد موارد، صحيح؟ ومصادر و على الأرجح تحتاج أكثر من خمسه أشخاص |
| Büyük ihtimalle Max, halüsinasyonlar gören birisi. | Open Subtitles | و على الأرجح " ماكس " يعانى من الأوهام |
| sıcakkanlı bir arkadaşlık hatta Büyük ihtimalle de cinsellik beklentisini beraberinde getirir. | Open Subtitles | و على الأرجح النوم معا أيضا |
| Aaron ve Cynthia oradalar, Büyük ihtimalle büyükbaban da orada. | Open Subtitles | (آرون) و (سينثيا) هناك و على الأرجح جدّكِ أيضاً فما الخيار الذي نملكه ؟ |
| Florida'da, Büyük ihtimalle bütün Amerika'da bu üç sokak adının aynı kavşakta olduğu tek yer. | Open Subtitles | المكان الوحيد في فلوريدا و على الأرجح في كل أمريكا الذي يحتوي على أسماء الشوارع الثلاثة في نفس التقاطع و (دكتور سونغ) لديك ذلك الوجه مجددا |
| Büyük olasılıkla, şu anki durumundan çok daha güçlü olur. | Open Subtitles | و على الأرجح سيكون أقوى مما عليه الآن |
| - Büyük olasılıkla da, tanıdığı biri tarafından. | Open Subtitles | و على الأرجح من قبل شخص يعرفه |