| Şey,"düşük-gizli ket vurma" sorunu olan insanlar günlük şeyleri Sizin ve benim gördüğüm şekilde görürler. | Open Subtitles | حسناً، من يعانون من هذا المرض يرون الأشياء التي تحدث كل يوم مثلي و مثلك |
| Diğer insanların beyinleri--- Sizin ve benim--- aynı bilgiyi engeller. | Open Subtitles | أمخاخ الآخرين مثلي و مثلك نتجاهل بعض المعلومات |
| Sizin ve benim gibi modern insanlar ancak 200,00 yıl sonra ortaya çıktı. | Open Subtitles | الأنسان الحديث ، مثلي و مثلك بالكاد ظهرنا منذ 200 ألف سنة |
| Musa Musevi'ydi, ama İsa, Musevi değildi, tıpkı Senin ve benim gibi. | Open Subtitles | موسي كان عبرانياً ولكن يسوع كان ودوداً مثلي و مثلك |
| Haruko burada doğdu, o da Senin ve benim gibi vatanına sadık. | Open Subtitles | هاروكو ولدت هنا . انها مواليه للوطن مثلى و مثلك |
| Sizin ve benim kadar o kasete bakmaya onun da hakkı var. | Open Subtitles | هذا الشريط يعنيها مثلي و مثلك تماماً |
| Sizin ve benim kadar o kasete bakmaya onun da hakkı var. | Open Subtitles | هذا الشريط يعنيها مثلي و مثلك تماماً |
| Okulda olsaydım bu teorilere gülerdim, ama şimdi onların en az Senin ve benim kadar gerçek olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | لو كان هذا بعد تخرجي من الجامعة.. كنت سأضحك كثيرا أما الآن أعرف أنهم حقيقة مثلي و مثلك |
| Ancak bu kitap önemsiz inançlı ölümlülerin işi. Aynen Senin ve benim gibi. | Open Subtitles | إناس فانين مثلى و مثلك هم الذين كتبوا هذا الكتاب |
| Onu öylece başa geçirdik. Senin ve benim gibiler göbek yapmak için kendi kabuğumuza çekilmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | فقط سلمناها المكان , رجال مثلى و مثلك كان علينا أن نسحب أنفسنا من حذائها. |