| Döşeme tahtasında silah ve şifre defteri sakladığın zamandaki gibi mi? | Open Subtitles | عندما إحتفظتَ بكتاب الشفرة و مسدس تحت ألواح الأرضية ؟ |
| Polis motel odasında bir silah ve 15 bin dolar bulmuş. | Open Subtitles | داخل غرفةِ الفندقَ... الشرطة تَقُولُ بأنّهم وَجدوا $ 5,000 و مسدس... |
| Sen bağlısın, bende ise bıçak ve silah var ve seni öldüreceğim. | Open Subtitles | أنت مقيّدة و أنا لدي سكين و مسدس. و أنا سأقوم بقتلكِ. |
| Şey, bakalım, ben 18-49 yaş arası... ağzı laf yapan ve silah taşıyan beyaz bir erkeğim. | Open Subtitles | لنرى ، أنا ذكر أبيض عمري يتراوح بين بين 18 و 49 مع صوت مسموع و مسدس |
| - Hayır ama cüzdanı ve silahı arabada. | Open Subtitles | لا، لكنني وجدت محفظته و مسدس بالقرب من السيارة. |
| Bir baba,bir kız, bir silah. | Open Subtitles | إذاً عليه ان يموت هو , ليس أنا. أب , إبنة , و مسدس. |
| Şöyle derdik: "Tatlı söz ve silahla daha fazla yol kat edebilirsin." | Open Subtitles | إعتدنا القول يمكنك إنجاح اعمالك بعبارة لائقة و مسدس |
| Vuramaz beni o pislik rozeti ve silahıyla Dövüp hapse atmak mı, bu mudur mesele | Open Subtitles | ♪ لوغد أحمق بـشارة و مسدس, لكي يتم ضربي ♪ |
| Üzerinde kokain ve silah var. | Open Subtitles | لديك كوكايين و مسدس |
| Ama bu babasından istediği parayı ve silahı açıklamıyor. | Open Subtitles | لا زال لا يوجد سبب لتسأل والدها للمال و مسدس ما الذي تتحدث... |
| Bu imkansız. Sadece bir "buz kurşunu" donmuş su olarak ve "silahı" silah olarak tanımlarsın. | Open Subtitles | حسنا، هذا إن عرّفنا "رصاصة جليدية" كماء متجمد و"مسدس" بالمعنى الحرفي. |
| Bunlar dünyanın dört tarafında, elinde uydu telefonu ve bir silah varken, kaçırdığın şeyler. | Open Subtitles | هذا ما تَغيّبتَ عنه عندما كَنتْ تجول العالمِ مَع هاتف متصل بالقمر الصناعي و مسدس. |
| Peyton'ı kaçırdılar ve silahla beni bayılttılar. | Open Subtitles | لقد أخدوا بيثون و مسدس ضربني |
| Vuramaz beni o pislik rozeti ve silahıyla | Open Subtitles | ♪ ... لوغد أحمق بـشارة و مسدس, لكي يتم ضربي ♪ |