| Her gün milyonlarca insan domuz eti yiyor. Tenya olduğunu düşünmek mantıklı değil. | Open Subtitles | ملايين الناس يأكلون لحم الخنزير يومياً استنتاج ضخم أن تفكر في الدودة الشريطية |
| Sınıfta geç saatlere kadar yemek yiyor ve oyun oynuyorlar! | Open Subtitles | للملاحظة , لايزالون متأخرين في صفهم يأكلون , يلعبون الالعاب |
| Bazen yemeklerini labaratuvarlarda yer, ve orada uyurlar, hayvanlar gibi. | Open Subtitles | في معظم الأحيان .. يأكلون وينامون في مختبراتهم وكأنهم حيوانات |
| Miguel çok zengin bir sistem olduğunu, balıkların normalde doğada yemeleri gerekeni yediklerini söyledi. | TED | حسناً , أكمل قوله .. أن نظامهم هذا غنيٌ جداً حيث أن السمك يأكلون ما يؤكل في حياتهم البحرية .. |
| Yaşlı insanlar çok şeker yemez Bart fakat sana biraz kurabiye yapabilirim. | Open Subtitles | كبار السن لا يأكلون الكثير من الحلوى لكن بإمكاني صناعة البسكويت لك |
| ve 18.yüzyıl Prusyalıları çağdaşları İskoçlara göre çok daha az sebze yiyorlardı. | TED | وقد كان في القرن الثامن عشر كان البروسين يأكلون عدد قليل من الخضروات على عكس الشعب الإسكتلدني المتمدن |
| Fakat kaya bile yedikleri için hayatta kalmak onlar için zor mudur ki? | Open Subtitles | ولكنه من الصعب بالنسبة لهم البقاء على قيد الحياة عنما يأكلون الحجازة ؟ |
| Birlikte yiyip içmişler, birlikte uyumuşlar ve birlikte göreve gitmişlerdir. | TED | كانوا يأكلون معاً وينامون معاً، يقومون بالمهمات والواجبات معاً. |
| Merhaba. Konuşmama iki soru sorarak başlamak istiyorum, ve ilki: Burada kaç kişi domuz eti yiyor? | TED | مرحباً .. أريد أن أبدأ محادثتي بسؤالين .. الاول هو كم عدد الاشخاص هنا الذين يأكلون لحم الخنزير ؟ |
| Ray Croc'un aklına aynı fikir gelmişti. Öyle anlaşılıyor ki, insanlar hamburger yiyor ve Ray Croc, Amerika'nın en zengin adamı oluyor. | TED | وتبين ان الناس يأكلون الهمبرجر فعلا. وقد غدا راي كورك احد اغنى رجال امريكا لفترة من الزمن |
| Buraya geldiğimizden beri kasabalılar ne yiyor biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ماذا كان الفلاحون يأكلون منذ مجيئنا |
| Bir Omec komutanı öldüğünde, çocukları onun gücünü kazanmak için hayati organlarını yer. | Open Subtitles | ، عندما يموت أحد قادة الاوميك أولاده يأكلون اعضائه الحيوية ويحصلون علي قوته |
| Birlikte yer, birlikte antrenman yapar, duş alır, geneleve birlikte giderler. | Open Subtitles | إنهم يأكلون و يتدربون و يغتسلون و يروون النكات و يذهبون إلى بيوت الدعارة معاً |
| Ama onlar yamyamdı. Diğer oyuncakları yediklerini görmüştük. | Open Subtitles | و لكنهم متوحشون لقد رأيناهم يأكلون الدمى الأخرى |
| Yetişkinler pilavı elleriyle yemez. | Open Subtitles | الناس الواعون لا يأكلون الرز مع اياديهم العارية |
| Yemek yerlerken baktım, onlar da herkes gibi kızarmış hamur yiyorlardı. | Open Subtitles | حسناً ، لقد نظرت بينما كانوا يأكلون كانت من العجين المقلي ، تماماً مثل الآخرين عزيزتى؟ |
| Burada dünyadaki bazı insanları plasentasını yedikleri yazıyor. | Open Subtitles | يقول انه في بعض بقاع العالم الناس يأكلون المشيمة |
| Ama tabii yemek yiyip eğlenirken bu gecenin az sonra müthiş bir hüsranla sona ereceğini tahmin etmek tamamen imkansızdı. | Open Subtitles | وبينما يأكلون ويمزحون، كان من المستحيل أن تتوقع أن أمسيتهما معاً ستنتهي بمصيبة كبيرة |
| - Onlar yemek yemiyorlar. Yani, fazla yemek yemiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يأكلون أقصد أنهم لا يأكلون كثيراً |
| "Ompa-Lumpalar iğrenç bir tada sahip yeşil tırtıldan başka bir şey yemezler." | Open Subtitles | الأومبا لومبيون لا يأكلون سوي اليرقات الخضراء مقززة الطعم |
| - Diğerleri turta yiyebilsin diye dünyayı güvenilir bir yer yapıyoruz. - Turta yesinler diye. | Open Subtitles | تجعل العالم اَمناً، لذا يستطيع الاَخرون أكل فطيرة - يأكلون فطيرة - |
| Bu onların da işine gelir. En azından burada yemek yiyorlar. | Open Subtitles | ذلك يَصُب في صالحهم، وكذلك صالحك كما ترى، فهنا حيث يأكلون |
| Ne yani, vampirler dişlerini fırçalıyor, ama yemek yemiyor mu? | Open Subtitles | حسناً ، مصاصو الدماء يفرشون اسنانهم لكنهم لا يأكلون ؟ |
| Bir çok filmde insanların bu şekilde yediğini gördüm, ama onların dört veya beş civarında hizmetçisi yemek asansörleri vardı. | Open Subtitles | في الأفلام، رأيت الناس يأكلون هكذا، لكن لديهم خدم ومصاعد صغيرة |
| Askerler yiyeceğimizi yedi, kadınlarımızla yattı ve evlerimizi aradı. | Open Subtitles | الجنود يأكلون غذائنا ينامون مع نسائنا وفتشنا الجنود كما يفتشون العدو |
| Ama Asya'daki insanlar bizim gibi yemeye başladılar, bu da bizim gibi onların da hasta olmalarının sebebi. | TED | ولكن الآسيويين بدؤوا يأكلون كما نأكل وهو السبب وراء ظهور الأمراض لديهم كما هو الحال لدينا |