| Hadi gel. Bak evlat, sadece onu evden buraya getirdim. | Open Subtitles | انصت يابنى,لقد احتاجت توصيلة و أنا أوصلتها فحسب |
| Seni yaygaracı herifin teki olarak hatırlıyorum evlat. Birdenbire sus pus oldun. | Open Subtitles | انا اتذكرك يابنى,كشخص مزعج, ولكنك على حين فجأة, اصبحت هادئا |
| Merak etme evlat, böyle devam edersen onunla tanışabilirsin. | Open Subtitles | لا عليك يابنى , ربما ستقابله اذا واصلت فى قول هذا |
| - oğlum, affedilmeyecek günah yoktur yeter ki sen ruhunu kurtarmayı iste. | Open Subtitles | يابنى لاتوجد خطيئة لاتغتفر وحتى هذه الأسرار الخفية |
| İki tane de dolabın var oğlum, maşallah... | Open Subtitles | أووه.. لديك أيضاً ثلاجتين يابنى. ماشاء الله |
| oğlum harcama paranı be çocuğum, ne elbisesi şimdi? | Open Subtitles | لا تسرف فى نقودك يابنى فما الداعى للفستان الآن؟ |
| Artık resmen tefecilik işindeyiz, evlat. | Open Subtitles | نحن الآن رسميا فى سوق أعمال النقود , يابنى |
| Bak, genellikle kahvemi içmeden çağrılara gitmem, ama bunun senin için iyi olacağını düşünüyorum, evlat. | Open Subtitles | الان اترى , انا لا البى نداءات عادة قبل ان ااخذ قهوتى ولكنى اعتقد ان هذا سيكون جيد بالنسبة لك يابنى |
| Nasıl olduğunu bilirsin bu işlerin, evlat. - Sigara yok, uyuşturucu yok, bira yok! | Open Subtitles | من الممكن انكم تناولتم كاسين من البيرة انت تعرف كيف تجرى الامور يابنى |
| Derdi ki: " evlat, önemli olanı bul. | Open Subtitles | كان يقول لى, يابنى, مادمت قد عرفت ما هو المهم |
| Çünkü evlat, alabileceğin her yardıma ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | لأنك , يابنى, سوف تحتاج أى مساعدة تستطيع الحصول عليها |
| IFF imzalı bir uçakla, ticari hava sahasında uçuyoruz evlat. | Open Subtitles | نحن نطير فى مجال تجارى يابنى ب اعلانات تجارية |
| Tüy-yumağı öldü, evlat. Kalkışta yere çakıldı. | Open Subtitles | ذو الفراء مات يابنى تحطم أثناء إقلاعه بالطائرة. |
| - evlat, gidip ateşi yakarmısın. - Tamam. | Open Subtitles | يابنى, أسرع واذهب لتشعل نارا - وهو كذلك - |
| oğlum valla yatmam. İyi burası geniş geniş. | Open Subtitles | والله لا أنم هناك يابنى المكان هنا جيد، وواسع |
| Korumalık hakkında daha öğrenmen gereken çok şey var, oğlum. | Open Subtitles | يابنى لدى اشياء كثيرة لتتعلم كيف تصبح كلب حراسة |
| Tamam oğlum ! Biliyorsun ki güne kahvesiz başlayamam. | Open Subtitles | لا بأس يابنى , أنت تعلم إننى لا أبدأ يومي الإ بفنجان قهوة من يديك |
| oğlum, elimizde ne kaldı biliyor musun? | Open Subtitles | بريت يابنى اتعرف الى ماذا انتهى الامر ؟ |
| Bizi felakete sürükleyeceksin oğlum! | Open Subtitles | سَتَجْلبُ كارثةَ علينا جميعاً، يابنى |
| Sen de benim gibi etten kemiktensin, oğlum. Apophis sana yalan söyledi. | Open Subtitles | انت لحم ودم مثلى يابنى ابوفيس كذب عليك |
| Bir Jedi Ustası ile dalaşma oğlum. | Open Subtitles | لا تعبث مع زعيم الجيدى , يابنى |
| Bu çok bana be yavrum. Her şeyi de kazanla veriyolar İstanbul'da. | Open Subtitles | هذا كثير علىّ يابنى إنهم يقدمون كل شئ فى أوعية كبيرة باستانبول |