Acele etsen iyi olur, film 15 dakika içinde başlar. | Open Subtitles | أنت أفضل عجلة من امرنا، الفيلم يبدأ في 15 دقيقة. |
Sizin katılmadığınız düşünceleri benimseyen insanlara dair sahip olduğunuz şüpheler buharlaşıp gitmeye başlar. | TED | فإن الشك الذي يراودك حول الأشخاص الذين يعتنقون أفكاراً مخالفة لأفكارك، يبدأ في التلاشي. |
Müzayede pazartesi başlıyor ve nakliye üç gün geç geldi. | Open Subtitles | حسناً، المزاد يبدأ في الإثنين والشحنة وصلت منذ ثلاثة أيام |
Benim yaşımda ve konumumda biri .arkasında bırakacakları düşünmeye başlıyor. | Open Subtitles | رجل في عمري ومركزي يبدأ في التفكير فيما سيتركه خلفه. |
Bir şeye başladı mı, yolundaki her şey ölene kadar durmaz. | Open Subtitles | عندما يبدأ في شيئ لا ينتهي حتى يُميت كل ما هو في طريقه |
Konsantrasyonunu kaybetmeye başladığında odaya dal ve soruları sıralamaya başla. | Open Subtitles | ثم بمجرد أن يبدأ في الشرود فيفتح الباب بعنف و يطلق بعض الأسئلة |
Hayır, provalar on gün sonra Boston'da başlayacak. | Open Subtitles | لا، الإعداد يبدأ في "بوسطن" بغضون عشر أيام. |
Hangi yat galası gece yarısı başlar ki? | Open Subtitles | مانوع احتفال القوارب الذي يبدأ في المساء |
Her şey yeni doğanı eve getirdikleri zaman başlar. | Open Subtitles | هذا يبدأ في اليوم الأول من إحضار الولد الجديد للمنزل |
Çok erken başlar ve çok geç biter. | Open Subtitles | إنه يبدأ في وقتٍ باكرٍ جداً وينتهي في وقتٍ متأخرٍ للغاية. |
Her şey hücrede başlar. Hücre, protein üretme makinesidir. | Open Subtitles | إن كل شيء يبدأ في الخلية , فالخلية تعتبر آلة منتجة للبروتين |
20 yıldır toprakta beklemekte olan yumurtalar, çatlamaya başlar. | Open Subtitles | البيضالذيظل عليالأرضلـ20 عاماً ، يبدأ في الفقس. |
Ama, hikaye, kazanın gerçekleştiği gece başlıyor ve suçlu da abisi. | Open Subtitles | لكنه يبدأ في ليلة وقوع حادث وشقيقها هو المسؤول عن ذلك |
Zamanla işinin ilkesini sorgulamaya başlıyor. | TED | وتدريجيًّا، يبدأ في التساؤل في الأساس الذي يقوم عليه عمله. |
Bu kötü saldırgan hücreleri seçerek başlıyor, buna klonal seçim diyoruz. | TED | حيث يبدأ في تحديد تلك الخلايا السيئة و العدوانية التي نطلق عليها نظرية الإنتقاء النسيلي |
dünya 1960 yılında ilerlemeye başlıyor. | TED | وإذا نظرنا إليه وتأملناه– العالم في 1960، يبدأ في التحرك. |
Ayıkken aslında tatlı biridir, ama şarap içmeye başladı mı bambaşka biri olur. | Open Subtitles | أنه لطيف عندما لا يكون سكران ، ولكن ... عندما يبدأ في شرب الخمر، يتحول إلى وحش! |
Ayıkken aslında tatlı biridir, ama şarap içmeye başladı mı bambaşka biri olur. | Open Subtitles | أنه لطيف عندما لا يكون سكران ولكن ... عندما يبدأ في شرب الخمر يتحول إلى وحش! |
Jimmy sörfe başladığında, köpekbalıklarını oraya çekeceksin. | Open Subtitles | تستطيع جذب القرش بينما جيمي يبدأ في ركوب الامواج |
Gerçekten birileriyle çıkmaya başladığında tepkin nasıl olacak? | Open Subtitles | امي كان هاتفاً كيف سوف تكون ردة فعلك عندما يبدأ في مواعدة حقيقية ؟ |
- Geçit töreni 9:30'da başlayacak. | Open Subtitles | لكن الموكب يبدأ في الساعة 9: |
İş saat 9'da başlayacak. | Open Subtitles | العمل يبدأ في الساعة التاسعه |