Büyük çember içindeki yerini... almalısın. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ مكانك بداخل الدائرة العظيمة وتحدد. |
Evet, Bay Fisk ile konuşmak istiyorsan, randevu almalısın. | Open Subtitles | أنت ، عندما تريد التحدث للسيد فيسك يجب أن تأخذ ميعاداً |
Bu olanları ciddiye almalısın, Chaz. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ ذلك بشكل واقعي , يا رفيق النساء |
Misafirlerin yanına gitmeden önce, derin bir nefes alıp sakinleşmen gerekiyor ve geri alamayacağın bir şeyler söylememeye bak. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ نفسا عميقا وتبرد أعصابك قبل أن تذهبي هناك و تقولي شيئا لن تكوني قادرة على استرجاعه |
Sizce de şirketler servetlerini ele alıp farklı bir şekilde düşünerek ticaret yapmaya başlamasınlar mı! | TED | وتعتقد أن، الشركات يجب أن تأخذ أصولها وتفكر فيها بطريقة مختلفة وتقوم بالإتجار فيها. |
İnsanlığı mı kurtarmak istiyorsun? Zor kararlar almak zorundasın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تنفذ البشرية يجب أن تأخذ قرارات صعبة |
Birkaç yüz sayfa senin 5 dakikanı almalı. | Open Subtitles | بعض المئات من الصفحات يجب أن تأخذ معك خمس دقائق. |
Önem verdiğin şeylere bir şans vermelisin. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ الفرص للأشياء التى تهتمّ به. |
Caleb, Maya'nın çantasını sen yanına almalısın bence. | Open Subtitles | كيلب ، أعتقد أنك يجب أن تأخذ حقيبة مايا معك |
Belki deneyini almalısın ve gitmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب أن تأخذ تجربتك وتذهب. |
Bunu ciddiye almalısın. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ هذا الموضوع على محمل الجد |
Sen, Roma'yı ve... Batı'yı almalısın. | Open Subtitles | . أنت يجب أن تأخذ روما و الغرب |
Bu sefer Casca'yı da yanına almalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تأخذ كاسكا معك في هذا الوقت. |
Bu sefer Casca'yı da yanına almalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تأخذ كاسكا معك هذه المرة. |
Okulda yazarlık dersi almalısın. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ مادة كتابة في الجامعة |
Birini alıp imzalaması için babana götürmen gerek. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ واحدة من هذه الأستثمارات للمنزل لكي يوقع عليها والدك. |
Stres izni alıp bir doktora görünmelisin ve kafanı toparlamalısın. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ أجازة وتذهب إلى الطبيب و تفكر بشكل صحيح |
Arkadaşlarını ve süprüntülerini alıp Ninth'a gitmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ رفاقك و قمامتك خارج المنطقة التاسعة |
Olmaz, adamım, bu arabayı almak zorundasın! | Open Subtitles | لا يا صاح , يجب أن تأخذ تلك السيارة |
Onu canlandıracaksan, bir can almak zorundasın. | Open Subtitles | لإعادتها، يجب أن تأخذ حياة. |
Diğer Usherlar'ın yanındaki yerini almalı. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ مكانها بالأسفل مع باقى عائلة (آشر) |
Önem verdiğin şeylere bir şans vermelisin. | Open Subtitles | يجب أن تأخذ الفرص للأشياء التى تهتمّ به. |