| Şu adamla beni işe alması için konuşman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث مع رجلك على أن يسمح لي بالمشاركة في تلك المهمة |
| Amcamla konuşman gerek. Güney kıyısında botlarla ilgili bir şeyler yapıyor. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث مع (عمي) فهو يبني السفن في الساحل الشمالي |
| Charlie ailemle konuşman gerek. | Open Subtitles | (يجب أن تتحدث مع والديّ يـا (تشـارلي. |
| - Albay Glen'le konuşmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث مع الكولونيل جلين |
| Buralarda, seçim yarışına gireceksen Burt'le konuşmalısın. | Open Subtitles | هنا، إذا كنت تريد الترشح لمنصب يجب أن تتحدث مع (بيرت) |
| Kimden söz ettiğinizi bilmiyorum. Doktorla konuşmanız lazım. | Open Subtitles | ـ يجب أن تتحدث مع الطبيب ـ ولكن من أخذها؟ |
| Normalde Maurice'le konuşmanız lazım. Burayı o yönetir. | Open Subtitles | في العادة يجب أن تتحدث مع (موريس)، فهو يدير المكان. |
| Gundersons'la orada bir yerde konuşmanız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث مع المسؤول في مكان ما هناك |
| Sanırım patronumla konuşmanız gerekiyor. | Open Subtitles | أظنك يجب أن تتحدث مع رئيستي |
| - Vidrine ile konuşman gerek. - Vidrine? | Open Subtitles | يجب أن تتحدث مع "فيدرين" |
| Silver'la konuşman gerek. | Open Subtitles | يجب أن تتحدث مع (سيلفر). |
| Abu Nazir'le konuşmalısın! | Open Subtitles | يجب أن تتحدث مع "أبو نزير". |