| Ama ölmeye hazır değilsen, burada olmamalısın. | Open Subtitles | لكن إذا لم تكن مستعد للموت فلا يجب أن تكون هنا |
| Gerçekten burada olmamalısın. Vargas hakkında Sorular sorup duruyor. Gerçekten burada olmamalısın. | Open Subtitles | أنت لا يجب أن تكون هنا حقا تساؤلات فارجاس كثرت حولك |
| Pizza sipariş ettim. 30 dakika içinde burada olmalı. | Open Subtitles | لقد طلبت بيتزا يجب أن تكون هنا في خلال نصف ساعة |
| Ne diyorsun sen? 3 dakika içinde burada olmalısın, yoksa hüküm giyersin. | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا في خلال ثلاث دقائق وإلا فإنهم سيحاكمونك |
| Noel'de burada olmalıydın çünkü Tommy bir tur içki ısmarladı ve herkese hindili sandviç verdi. | Open Subtitles | كان يجب أن تكون هنا فى الكريسماس لأن تومى جعل الدخول مجاناً وأعطى لكل شخص سندوتش ديك رومى |
| Saat 5'de burada olmalıydı. Bul onu. | Open Subtitles | قالت إنها يجب أن تكون هنا بحوالي الساعة الخامسة , أحصل عليها |
| Xander? Burada olmamalıydın. Şeytani dev burada! | Open Subtitles | أكساندر لا يجب أن تكون هنا يوجد عملاق |
| Ayrıca senin burada olman gerekiyor. | Open Subtitles | باللإضافة الى أنك يجب أن تكون هنا ولكنك بريء |
| Gerçekten burada olmamalısın. Vargas senin hakkında çok soru soruyor. | Open Subtitles | أنت لا يجب أن تكون هنا حقا تساؤلات فارجاس كثرت حولك |
| burada olmamalısın. Sana daha iyi bir avukat bulacağım. | Open Subtitles | لا يجب أن تكون هنا, حصلت لك على محامي جيد |
| burada olmamalısın Christian. | Open Subtitles | لا يجب أن تكون هنا يا كريستيان |
| - Jacob, o burada olmalı. - Neden? | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا يا جاكوب لماذا ؟ |
| Henüz onu bulamadım ama burada olmalı. | Open Subtitles | لم أعثر عليها بعد، ولكن يجب أن تكون هنا |
| O burada. burada olmalı. | Open Subtitles | أنها موجودة هنا ، يجب أن تكون هنا |
| Yarın saat 11:00 ile 6:00 arası burada olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا بين الحادية عشرة و السادسة |
| Heykel geldiği zaman Celile Kralı olarak sen onun yerini alıp meşru hakkını geri kazanmak ve İsa'nın yandaşlarından kesin olarak kurtulmak için burada olmalısın. | Open Subtitles | عندما يأتي التمثال لك ، أنت هيرودس الجليل يجب أن تكون هنا على استعداد لأن تأخذ مكانه استعادة ما هو حق لك |
| Dostum, burada olmalıydın. | Open Subtitles | يجب أن تكون هنا كما لو أنها المدرسة بأكملها |
| Mal varlığının sorumluluğunu almak için burada olmalıydın. | Open Subtitles | أنت كان يجب أن تكون هنا للتولى مسؤولية العقار |
| Biz çıkmadan önce gitti. Şimdiye çoktan burada olmalıydı. | Open Subtitles | لقد خرجت بسرعة قبلنا يجب أن تكون هنا الآن |
| Ev gösterirken Burada olmamalıydın. | Open Subtitles | لا يجب أن تكون هنا عندما أستعرض المنزل |
| Ama hikâyemi anlatmam için burada olman gerekiyor. | Open Subtitles | لكن يجب أن تكون هنا إن كنت سأحكي قصتي |