| Bir şeyler yapmalıyız. İntikam almak için vadi halkına zarar verebilir. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً لا يمكن أن نتركه يمشي في الوادي |
| Bunu bilemezsin. Sen sadece bir çocuksun. Bizi güvende tutacak Bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | لستَ تعلم شيئاً، إنّكَ مُجرد شاب، يجب أن نفعل شيئاً للحفاظ على أماننا. |
| Zaten onuncu yıldönümümüz, özel bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | هذا عيد زواجنا الـ 10 يجب أن نفعل شيئاً مميزاً |
| -Bundan kurtulmak için Bir şeyler yapmamız lazım. -Sanırım ameliyat olmak zorundasın. | Open Subtitles | ـ يجب أن نفعل شيئاً لتجنب حدوث هذا ـ وأفترض أننا يجب أن نقوم به جميعاً |
| Yani Bir şeyler yapmak zorundayız. | Open Subtitles | مازالت على قيد الحياة فيُرسِل شخصاً آخر لذا يجب أن نفعل شيئاً |
| Bir şey yapmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً. |
| -Hermilla bir şey yapmamız lazım. -Pablo bunu düzeltecektir. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً يا هيرميلدا - سيصلح بابلو الأمر كالعادة - |
| Bunu düşünüyordum, bilirsiniz... belkide onun anısına birşeyler yapmalıyız | Open Subtitles | كنت أعتقد أنكم تعرفون ـ ـ أنه ربما يجب أن نفعل شيئاً فى ذكراه |
| - Bir şeyler yapmamız gerek. - Oyunu oynamamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً - يجب أن نلعب لعبة - |
| Deri sorununla ilgili Bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً للتخلّص من هذه البيضاء |
| Lâfın kısası, kötü durumdayız, ve bunu düzeltmek için Bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | كلمة مقرفة لفرعنا , ونحن يجب أن نفعل شيئاً بشأن ذلك |
| Bence erken akşam yemeği için özel Bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | فكرنا أنه ربما يجب أن نفعل شيئاً خاصاً لأجل العشاء المبكر |
| Dansla kendilerini bitirip tüketmeden Bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً قبل أن يرقصوا حتّى الهزيان. |
| Korra haklıymış. Bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | كورا كانت على حق ، يجب أن نفعل شيئاً بسرعة |
| O samuraylar buraya gelmeden Bir şeyler yapmalıyız! | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً قبل وصول الساموراي |
| İşe yaramıyor. bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | لا يعمل، يجب أن نفعل شيئاً قبل فوات الأوان |
| O zaman bir şey yapmalıyız. Kim ateş açtı? | Open Subtitles | إذن فنحن يجب أن نفعل شيئاً حيال هذا الأمر من الذين أطلقوا النار؟ |
| Bu adama hiç güvenmedim. Bu kötü, bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | أنا لم اثق بهذا الرجل ابداً إن الموقف سيْ يجب أن نفعل شيئاً |
| - Bir şeyler yapmamız lazım. - Hava gemimle emrinizdeyim. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً - سأجعل طائراتي تستعد - |
| Bir şeyler yapmamız lazım yoksa öleceğim. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً وإلاّ سأموت. |
| Tamam da Bir şeyler yapmamız lazım. | Open Subtitles | .. حسناً، يجب أن نفعل شيئاً |
| Bir şeyler yapmak zorundayız, Plastik aptalın teki. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً. صاحبة الأنف الابلاستيكي مغفلة. |
| O sarhoş herif burda. Bir şeyler yapmak zorundayız? | Open Subtitles | الولد السكير هنا يجب أن نفعل شيئاً |
| Bir şey yapmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً! |
| Bir şey yapmamız lazım. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً |
| Yani, giysilerin hakkında gerçekten birşeyler yapmalıyız. Onu Fred Segal'a götürmeli. | Open Subtitles | أقصد بأننا يجب أن نفعل شيئاً حيال ملابسك. |
| Bir şeyler yapmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نفعل شيئاً |