| Ve geri geldiğimde, bu işler halledilmiş olursa iyi olur. | Open Subtitles | وعندما أعود، يجدر أن تكونُ كلُّ الأمور على ما يُرام. |
| Şey, acele etsek iyi olur çünkü hiçbir öğleden sonranı bu yerde geçirmiyorsun. | Open Subtitles | حقاً ؟ إذاً يجدر أن تسرع لأنك لن تقضي ما بعد الظهر في هذا المكان |
| Senin masan olsaydı bebek koltuğu da olması gerekmez miydi? | Open Subtitles | إذا كانت مائدتكَ، أم يجدر أن يكون بها رافع للمقاعد؟ |
| O zaman bu kilimlerin üzerinde benim resmim olması gerekmez mi? | Open Subtitles | حسنا إذا إلا يجدر أن يكون وجهي موجود على هذه السجادات ؟ |
| Bunu bilmen gerekirdi. Yoksa bir zamanlar tanıdığım adamdan bu kadar uzak mısın? | Open Subtitles | يجدر أن تعي ذلك، أم أنّكَ تغيّرتَ كثيراً عن ذلك الرجل الذي عرفته؟ |
| [Erkek 1] Vergiler de azalsa, daha iyi olacak. | Open Subtitles | لكن يجدر أن يتم تخفيض الضرائب |
| İnatçılığın yüzünden kızımın ölmemesinden emin olsan iyi edersin. | Open Subtitles | يجدر أن تكون موقنًا بأن عندك لن يودي بابنتي للتهلكة. |
| Beyin nakli için de sıraya girmesi gerekir. | Open Subtitles | يجدر أن يكون مرشحاً لزرع مخّ! |
| Belki de insan kaynaklarından Nancy ile görüşseler iyi olur. | Open Subtitles | ربّما يجدر أن يتكلّموا مع نانسي من القوّة العاملة؟ |
| Önemli olsa iyi olur. 1992'den beri saat 7.00'de kalkmadım. | Open Subtitles | يجدر أن يكون الأمر حرياً بالإهتمام، فلم أصحو في السابعة صباحاً منذ عام 1992 |
| Bu 12 yıl önceydi. Bu muhtemelen bana evliliğime mal oldu o yüzden harika bir şey olsa iyi olur. | Open Subtitles | سيكلفني هذا على الأرجح زواجي، لذا يجدر أن يكون أمراً مهيباً |
| Ortağın bu dolaplar konusunda haklı olsa iyi olur. | Open Subtitles | يجدر أن يكون شريكك مصيبًا عمّا بداخل حاويات الصفيح هذه. |
| 50 zilyon falan mesajını aldım. Ölüm kalım meselesi falan olsa iyi olur. | Open Subtitles | وصلني سيل رسائلك يجدر أن تكون مسألة حياة أو موت |
| Tekrar kirlenmeye hazır olsanız iyi olur. Sanırım o adamların nereye gittiklerini buldum. | Open Subtitles | يجدر أن تتسخ مُجددًا، أظنّني تبيّنت وجهة أولئك الرجال. |
| - Hediyelerden birinin senin fikrin olması gerekmez mi? | Open Subtitles | هل تظن أن ربّما على واحدة من هذه الهدايا يجدر أن تكون من تفكيرك؟ |
| Yani bu bir kitap için çok kasvetli bir son insanlara biraz umut bırakmamız gerekmez mi? | Open Subtitles | أقصد أنّها نهاية موحشة جدًّا بالنسبة لكتاب. لذا ألا يجدر أن نترك القرّاء مع بعض الأمل؟ |
| Sorgulamayı bana bırakman gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجدر أن تتركيه لي لِأستجوبه |
| - Bu soruyu benim sana sormam gerekirdi. | Open Subtitles | يجدر أن أسألكَ نفس السّؤال. |
| Sen başka bir eş bulsan iyi olacak. | Open Subtitles | يجدر أن تجدي مصاحبًا آخر |
| Öyleyse dikkatli olsak iyi olacak. | Open Subtitles | إذن يجدر أن نتوخّى الحذر. |
| Carlson, itfaiye istasyonunun boş olduğundan emin olursan iyi edersin. | Open Subtitles | (كارلسون)، يجدر أن تكون موقنًا بأنّ محطّة الإطفاء تلك خالية. |
| O kadın benim sorunum haline dönüşmeden bu işi çözsen iyi edersin. | Open Subtitles | يجدر أن تصحح الأمر قبل غدوّها مشكلتي. |
| Beyin nakli için de sıraya girmesi gerekir. | Open Subtitles | يجدر أن يكون مرشحاً لزرع مخّ! |