| Sadece evine giden yolu bulmaya çalışıyor, o kadar. | Open Subtitles | إنه يحاول إيجاد منزل له، هذا كل مافي الأمر |
| John Clark Haifa'da bombayı satan adamı bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | جون كلارك في حيفا الآن يحاول إيجاد تاجر الأسلحة |
| O iki adamı bulmaya çalışıyor, değil mi ? | Open Subtitles | إنه يحاول إيجاد أولئك الرجال، أليس كذلك؟ |
| Onu öldürebilmek için bir yol bulmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول إيجاد وسيلة لقتل شيء غير فانى |
| - Bir keresinde, gece karanlıkta mağaramızı bulmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول إيجاد كهفنا في الظلام |
| Görüyorsun, ben ilacı bulmaya çalışanlardan biriydim. | Open Subtitles | فهمت, أنا الوحيد الذى كان يحاول إيجاد العلاج |
| Adayı bulmaya çalışan adam bu. | Open Subtitles | هذا هو الرجل الذي كان يحاول إيجاد الجزيرة |
| Monica bir yol bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | مونيكا هناك يحاول إيجاد الطريق. |
| Aç şu lanet telefonu Elijah. Finn, Hope'u bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ردّ على الهاتف اللعين يا (إيلايجا)، (فين) يحاول إيجاد (هوب). |
| Babam şehirdeki halamı bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أبي يحاول إيجاد عمتي في المدينة |
| (Alkışlar) İşte bu yüzey geriliminin eseri, en etkili geometrik düzeni bulmaya çalışıyor. | TED | (تصفيق) هذا هو دور التوتر السطحي: يحاول إيجاد أكثر التنظيمات الهندسية فعالية. |
| John sadece ikinizin kalacağı bir yer bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | إن " جون " يحاول إيجاد مكان له و لك فقط |
| Profesör Andy Parker herkesin bulduğundan daha küçük şeyleri bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | بروفيسور (أندي باركر) يحاول إيجاد أشياء أصغر مما وجدها اي شخص آخر |
| Kardeşi için bir tedavi bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | أنّه يحاول إيجاد علاج لأخيه. |
| Çıktı, Purcell'i bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | (إنه بالخارج يحاول إيجاد (بورسيل |
| -Haydi ama, Charlie, sadece kendi imajını bulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | -تشارلي)، بربّك... إنه يحاول إيجاد مظهره المناسب) |
| Adam, kötü bilim adamının şatosunda sevgilisini bulmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | يحاول إيجاد خليلته من قصر عالم شرير. |
| Yılın başında, Stiles mezun olduktan sonra yaşamanız için bir yer bulmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | في بداية العام، كان (ستايلز) يحاول إيجاد مكان لتمكثا فيه بعد التخرّج. |
| Ben ilacı bulmaya çalışanlardan biriydim. | Open Subtitles | فهمت, أنا الوحيد الذى كان يحاول إيجاد العلاج |
| Sinemacının filminde İsa Tanrı'yı kamerasıyla bulmaya çalışan bir sinemacı. | Open Subtitles | في فلم صناع الأفلام سيكون المسيح صانع أفلام يحاول إيجاد الإيمان عبر كاميرته |