| Burada ona ağzının payını vermen gerekmiyor mu? | Open Subtitles | أليس بهذه المواقف يحري أن تصفعه بقفَّاز؟ [بأيام الفروسية كان يفعلها من يُهان ليبارز من أهانه] |
| Daha fazlasını anlatmalısın. Öğrenmem lazım. Hayır, öğrenmen gerekmiyor. | Open Subtitles | -يتعيّن عليكِ إخباري بالمزيد ، يحري أنّ أعلم . |
| En azından Rebekah'ın olması gerekmiyor mu? | Open Subtitles | -ألا يحري أن تأبه بـ (ريبيكا) على الأقل؟ |
| Senin burada benimle flört edeceğine onu tutuklaman gerekmez mi? | Open Subtitles | حسنٌ إذاً، ألا يحري عليكِ تحسس ياقته عوضاً عن تبادل الغزل معي هنا؟ |
| Jake, benim arkadaşım. Kayıp olmasına üzülmem gerekmez mi? | Open Subtitles | (جاك) صديقى ، ألا يحري أن أشعر بالحزن لإختفاءه؟ |
| Beckett hemen karar vermen gerekmiyor, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لكن يا (بيكيت)، لا يحري بكِ إتّخاذ قرارٍ في الوقت الحالي. |
| Sen düşmansın, bir yerlere kaçman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | -ألا يحري أن تكون فارًّا بمكان ما؟ |
| Büyü peşine düşmek yerine ders falan çalışman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | إنَّما، ألا يحري أن تكوني بخضامّ إنهاء دراساتك أو ما شابه -سوى إهداء وقتك بالسحر؟ -لا غبارَ على دراساتي . |
| Bir kilometre daha büyük olması gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | ألا يحري أن يكون أكبر بكثير؟ |
| Alıştırma yapman gerekir, ama kan berbat olmak zorunda değil boşa harcaman gerekmez. | Open Subtitles | هذا يتطلب ممارسة، لكن لا يحري أنّ يتسبب ذلك بفوضى. -لا يتحتم أنّ تضيعي أيّ منه . |
| Evde dinleniyor olman gerekmez miydi? | Open Subtitles | -ألا يحري أن تكوني بالبيت ترتاحين؟ |
| Destek istememiz gerekmez mi? | Open Subtitles | -أجل . -مهلًا، ألا يحري أن نطلب دعمًا؟ |