| Seni öldürmek şu anda dünyanın en kolay işi ancak bu hiçbir şeye çözüm olmaz. | Open Subtitles | قتلك سيكون الشيء الأسهل في العالم الآن لكن لن يحل أي شيء |
| Bu hiçbir şeye çözüm olmaz. | Open Subtitles | هذا لن يحل أي شيء. |
| Benimle tekrar yatmak hiçbir şeyi çözmeyecek. | Open Subtitles | النوم معي مرة أخرى لن يحل أي شيء |
| Benimle tekrar yatmak hiçbir şeyi çözmeyecek. | Open Subtitles | النوم معي مرة أخرى لن يحل أي شيء |
| Hayır. İçmek hiçbir şeyi çözmeyecek. | Open Subtitles | كلا,شرب الكحول لن يحل أي شيء |
| Bir erkekle kadının konuşması hiçbir şeyi çözmez. | Open Subtitles | الحديث بين الرجل والمرأة أبدا لا يحل أي شيء. |
| Şimdi, kusursuz bir şekilde simetrik olan şiddet hiçbir şeyi çözmez. | Open Subtitles | الآن، الآن، العنف المتماثل جداً لم يحل أي شيء أبداً |
| Kaçmak hiçbir şeyi çözmeyecek. | Open Subtitles | الهرب لن يحل أي شيء. |
| İçmek hiçbir şeyi çözmeyecek. | Open Subtitles | الشرب لن يحل أي شيء |
| Şiddet hiçbir şeyi çözmez, sadece insanları incitir. | Open Subtitles | العنف لا يحل أي شيء ، إنه يزيد الأمور سوءا أنه فقط يؤذي الناس ، هناك طرق أخرى |
| Ama bir şeyi biliyorum, burada ağaçların arasında oturmak, hiçbir şeyi çözmez. | Open Subtitles | لكن... أعرف إن البقاء هنا في الغابة وحيدًا لن يحل أي شيء. |