| korktuğu ve ihtiyaç duymadığı bir amaç uğruna gayret sarf eden o "ahmakça insanlık durumu"ndayız. | Open Subtitles | نحن نعانى من محنة الإنسان الأحمق الذى يسعى لهدف يخشاه ولا يحتاجه أيضاً |
| O kadar güçlendi ki korktuğu tek şey güçlerini kaybetmekti. | Open Subtitles | لقداصبحقوياًجداً.. الشيءالوحيدالذيكان يخشاه. هوان يفقد قوته التي بالنهاية بالطبع قد فقدها |
| Şeytanın dölünün korktuğu tek şey anne ve babası. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يخشاه الشيطان الأم والأب |
| Ceza korkusu öyle canlı ki... bundan ölümden bile çok korkuyor. | Open Subtitles | الخوف من العقاب حيا للغايه في ذهنه لدرجه انه يخشاه اكثر من الموت |
| Kaderimiz düşmanlarımız için en korkulan silahımızdır Bu şekilde bizi yokedenlere Karşı birleşerek karşı koyabiliriz. | Open Subtitles | إن إيماننا هو السلاح الذى يخشاه أعدائنا لذا فسنرفع به قومنا لأعلى ضد من سيحاولون تدميرنا |
| Tek korkusu, gücünü kaybetmekmiş, en sonunda da kaybetmiş. | Open Subtitles | الشيءالوحيدالذيكان يخشاه. هوان يفقد قوته التي بالنهاية بالطبع قد فقدها لسوء الحظ |
| Dedi ki, bir kez, yalnızca bir kez tanrının korktuğu birinden söz ettiğini duymuş. | Open Subtitles | يقول أنه مرة واحدة فقط سمع الإله وهو يتحدث عن شيء يخشاه |
| Adadaki her lemurun korktuğu tek bir tehlike var. | Open Subtitles | هناك خطرٌ واحد يخشاه كل ليمور على الجزيرة، |
| Birinin, en çok korktuğu şeyi bulduğunuzda onun deliliğinin anahtarını keşfetmiş yani onu kontrol etmeyi keşfetmiş olursunuz. | Open Subtitles | عندما تجد الشيء الذي يخشاه رجل كهذا سوف تكتشف مفتاح جنونه و وسيلة السيطرة عليه |
| Sör Eustace artık işaretlenmiş bir adam olduğunu biliyor. korktuğu şey cinayetten de fazlası. | Open Subtitles | إنه يعرف أنه رجل مشهور ثمة شيء يخشاه أكثر من القتل |
| Sonunda herkesin onun dönüşmesinden korktuğu o canavara dönüşecek. | Open Subtitles | ستصبح في النهاية ذلك الوحش الذي يخشاه الجميع |
| Sör Eustace artık işaretlenmiş bir adam olduğunu biliyor. korktuğu şey cinayetten de fazlası. | Open Subtitles | إنه يعرف أنه رجل مشهور ثمة شيء يخشاه أكثر من القتل |
| Herkesin korktuğu ama bir tek senin görebildiğin kötülük. | Open Subtitles | الشرير الذي يخشاه الجميع، ولا يراه أحد إلّاك. |
| Bir insan kendine yapılacağından korktuğu şeyleri başkalarına yaparak korkusunu yenebilir. | Open Subtitles | إن استطاع الشخص أن يفعل بالأخرين ما يخشى أن يُفعل به، فربما لن يخشاه مجددًا. |
| Bir kişi, kendine yapılmasından korktuğu şeyleri başkalarına yapabilirse, artık korkmasına gerek olmayabilir. | Open Subtitles | إن استطاع الشخص أن يفعل بالاخرين ما يخشى أن يُفعل به، فربما لن يخشاه ثانية. |
| Bir adam sadece korktuğu şey ile tehdit edilebilir. Ve ben ölmekten korkmuyorum. | Open Subtitles | الرجل يمكن تهديده فقط بما يخشاه حقيقةً وأنا لست أخشى الموت. |
| Ya da Terrell neyden korkuyor mu demeliyim? | Open Subtitles | او يجب على القول ما الذي يخشاه "تيريل"؟ ؟ |
| Babandan korkuyor. | Open Subtitles | إنه ليس نحن من يخشاه كيربي إنه أبي |
| Herkes ondan ve hayvanlarından korkuyor. | Open Subtitles | لم يخشاه الجميع مع حيواناته |
| Ulusal Ulaştırma Güvenlik Kurulu tarafından da doğrulanan ve uzun zamandır düştüğünden korkulan... | Open Subtitles | "أكّدتا ما كان المجلس القوميّ لسلامة النقل يخشاه طويلاً" |
| Harika bir kızla tanıştın ve en büyük korkusu ile yüzleşiyor. | Open Subtitles | قابلت هذه الفتاة الرائعة وهو يواجه أكثر ما يخشاه |
| Dağı arşınlamış; çünkü dağdan korkmuyormuş. | Open Subtitles | تسلق الجبل لأنه لم يكن يخشاه .. |