| Yeni baş müfettişin ne yapmayı planladığını merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أشكّ ما التقدّم الجديد يخطّط مخبر هنا ليعمل حوله. |
| Teşkilat, onun ne planladığını bulmamızı istiyor. | Open Subtitles | الوكالة تريدنا أن نكتشف ما الذي يخطّط له. |
| O karabinayla ne yapmayı planlıyor? | Open Subtitles | ما الذي يخطّط لعمله بتلك البندقية القصيرة؟ |
| Halkımız, gelecek hafta, seçimlerle çatışacak bir protesto gösterisi yapmayı planlıyor. | Open Subtitles | الاسبوع المقبل ، شعبنا يخطّط لإحتجاج يتزامن مع الإنتخابات |
| Hayır, içeri sızıp Yakışıklı'nın neyin peşinde olduğunu öğreneceğiz. | Open Subtitles | لا، سندخل إلى الدّاخل ونرى ما الّذي يخطّط له تشارمنج |
| SVR'ın Amerika'da ciddi bir altyapının parçalarını yok etme planları olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | ادعت أنّ جهاز الاستخبارات الخارجية الروسية يخطّط لعملية لتدمير موقع |
| Belki de Dr. Collier bu kadınla kaçmayı planlıyordu. | Open Subtitles | ربّما كان الدّكتور كولير يخطّط لبدء معاشرة هذه المرأة |
| Bir düğün kendi kendine planlanmaz. Ayrıca yapılması gereken sayısız iş var. | Open Subtitles | الزفاف لن يخطّط نفسه بنفسه ويجب إنجاز أعمال لا تحصى |
| Lexington'daki Ramada Inn'e gitmeyi planladığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف بأنّه يخطّط للذهاب إلى حانة رامادا فى ليكسنغتن |
| Lexington'daki Ramada Inn'e gitmeyi planladığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعرف بأنّه يخطّط للذهاب إلى حانة رامادا فى ليكسنغتن |
| Kara Thorine'i nerede sakladığını ve nasıl taşımayı planladığını öğrenmek. | Open Subtitles | إكتشف أين يبقي ثورين الأسود، كم يخطّط لتحريكه. |
| Kendini bildiğinden beri birini öldürmeyi planladığını anlattı. | Open Subtitles | أخبرني أنه كان يخطّط لقتل أحدهم لفترةٍ طويلة |
| Harika çocuk'un onu öldürmeyi planladığını ve bunu gözden kaçırdığını söylersen seni kurşuna dizer. | Open Subtitles | أخبرهُ أنّ الفتى الذهبي كان يخطّط لقتلهِ و أنّك فوّت ذلك، سيطردك خلال ثلاثة ثوان. |
| Birinci ay Çinliler 13 bin kişiyi işe almayı planlıyor. Sonraki ay sayı yarıya iniyor. | Open Subtitles | بشهر واحد، يخطّط الصينيون لتوظيف 13 ألف شخص وفي الشهر الموالي، تلك الأرقام تزيد بنصف العدد |
| Kötü bir şeyler planlıyor. Biliyorum. | Open Subtitles | إنه يخطّط لشيء شرير، أعرف ذلك. |
| Öğrenciler köftelerini sana fırlatmayı planlıyor. | Open Subtitles | يخطّط الطلاب لقذفك بكرات اللحم." |
| - Neyin peşinde olduğunu öğrenmek adına da bir yol çizmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نبدأ بمحاولة اكتشاف ما يخطّط له كيف؟ |
| Bu Kaptan Karanlık olan neyin peşinde böyle? | Open Subtitles | ما الذي يخطّط له القبطان القاتم بحقّ الجحيم؟ |
| - Bu adam bir şeyin peşinde. | Open Subtitles | هذا الرجُل يخطّط لشئ |
| Bilmiyor. Hala kaçış planları yapıyor. | Open Subtitles | إنّه لا يعلم مازال يخطّط للهروب |
| O kadar zamandır ortalarda yoktu ki ıslak bir dönüş yapmayı planlıyordu herhalde. | Open Subtitles | لقد غاب طويلاً، ولا بدّ أنّه" "كان يخطّط لعودة لاطخة |
| Bir düğün kendi kendine planlanmaz. Ayrıca yapılması gereken sayısız iş var. | Open Subtitles | الزفاف لن يخطّط نفسه بنفسه ويجب إنجاز أعمال لا تحصى |