"يدمج" - Traduction Arabe en Turc

• birleştirir
• birleştiren
• birleştiriyor
• entegre

sözel ve matematiksel keskinlik ile sağ beyinin öne çıktığı yenilikçi ve yaratıcı içeriği birleştirir. Bu sebeplerden, enstrüman çalmanın beyindeki corpus callosum bölümünün,
كما يدمج الدقة اللغوية والرياضية والتي يتولى إدارتها النصف الأيسر من المخ مع المحتوى الروائي والإبداعي الذي يتولى إدارته النصف الأيمن

Meclisimizin geleneklerine göre ikizler güçlerini birleştirir.
وفق عرف معشرنا، يدمج التوأمان قوّتيهما.

Verileri birleştiren bir program var ama biraz zaman alabilir.
به برنامج يدمج البيانات لكن سيستغرق الأمر دقيقة

Her çağın, o çağın fikirlerini ve estetiğini ve siyasetini birleştiren büyük bir mimarı olur.
لكل عصر معماريّه العظيم الذي يدمج الأفكار

iPhone'unuz donanım ile yazılımı birleştiriyor.
فهو يدمج الأجزاء الصلبة بالبرمجيات.

Rivera, radikal İslamcılar'la güçlerini birleştiriyor.
ان "ريفيرا" يدمج قواته مع اصوليين اسلاميين

Bu tip bir teknoloji milyonlarca aracı tek bir sisteme entegre edecek.
هذا النوع من التكنولوجيا سوف يدمج الملايين من المركبات في نظام واحد

Meclisimizin geleneklerine göre ikizler güçlerini birleştirir.
في عرف معشرنا يدمج التوأمان قواهما.

Meclisimizin geleneğine göre ikizler güçlerini birleştirir.
"في عرف معشرنا، يدمج التوأمين قواهما"

Ortaya herkesin kendi bakış açılarındaki çeşitliliği birleştiren birleşik sistem modeli çıkıyor. Toplantılarda çoğu zaman meydana gelenden farklı bir sonuç bu, değil mi?
وينتج أخيرًا نموذج أنظمة موحد يدمج وجهات النظر المتنوعة لكل شخص، إذًا هذه حصيلة آراء مختلفة مما ينتج عن الاجتماعات، أليس كذلك؟

Aile tapınaklarını birleştiriyor.
. إنه يدمج شواهد العائلتين

Teknoloji ve ekonomi entegre edebilir, ama baslangic noktasi insan ihyaclarinin ne oldugu veya ne olabilecegidir.
يمكن للتصميم أن يدمج التقنية والأقتصاد ولكنه يبدأ دائما من حاجة الأنسان, أو مما يمكن أن يحتاجه

Ben de dünyanın ilk tam entegre yarı-iletkenini icat etmek istiyorum, ama her zaman istediğimizi alamayız.
اريد إختراع شبه موصل متكامل يدمج العالم لكننا لا نحصل دائما على مانريد