Bir tane de radyo satan var bir de arkamdaki çizgili gömlekli. | Open Subtitles | ثمة واحد آخر يبيع المذياع. وثمة واحد آخر خلفي يرتدي قميصاً مقلّماً. |
Bir tane radyo satan var ve bir tane de arkamda var, çizgili gömlekli olan. | Open Subtitles | ثمة واحد آخر يبيع المذياع. وثمة واحد آخر خلفي يرتدي قميصاً مقلّماً. |
Bu, Hawaii gömlekli şöyle rahat bir adam görünüşü fakat silahlı. | Open Subtitles | أنا هُنا رجل شرير يرتدي قميصاً أبيض لكنّه يحقّق السلام. |
Gördüm onu. Kenarda, kırmızı tişört, beyaz şapkalı. Takım koçu falan gibi duruyor. | Open Subtitles | وجدته، إنه في الناحية الجانبية يرتدي قميصاً أحمر ويضع نظارات بيضاء، أظن أنه يدرّب |
Yurtta konuştuğum soytarılardan birinin üzerinde buna benzeyen bir tişört vardı. | Open Subtitles | أحد المهرجين الذين قابلتهم في الأخوية يرتدي قميصاً كهذا |
Sarı gömlekli değil ya? | Open Subtitles | لاتقولي ذلك الذي يرتدي قميصاً اصفراً ؟ |
Beyaz gömlekli adam. | Open Subtitles | الشخص الذي يرتدي قميصاً أبيضاً |
Kırmızı gömlekli herkes, yukarı aşağı zıplasın! | Open Subtitles | فليقفز كل من يرتدي قميصاً أحمر صعوداً وهبوطاً! |
Beyaz bir erkek, siyah yağlı saçlı siyah tişört'lü ve muhtemelen çoktan toz olmuştur. | Open Subtitles | ذكر أبيض ، شعره أسود ناعم يرتدي قميصاً أسود وهو على الأرجح ابتعد كثيراً |
Önünde bir yaprak amblemi olan tişört giyiyordu. | Open Subtitles | لقد كان يرتدي قميصاً عليه ورقة قيقب في المقدمة |
Miranda'nın rüyasındaki oğlan. Üzerinde şeytanlı tişört varmış. | Open Subtitles | الصبي في نسخة ميراندا يرتدي قميصاً عليه صورة شيطان |
Üzerinde siyah tişört, beyzbol şapkası vardı ve yakındaki otobüs durağına gidiyordu. | Open Subtitles | إذاً إنَّ رجلنا المنشودُ يرتدي قميصاً أسوداً وقبعة بيسبول كما أنَّهُ متجهاً إلى أقربِ نقطةٍ للحافلات |
Saçları var ve bazen tişört giyip dolaşır. | Open Subtitles | -مع شعر -أجل وهو يرتدي قميصاً في معظم الأحيان |