| Bize bir parmak yolluyorlar, ve korkudan altımıza sıçmamızı bekliyorlar... | Open Subtitles | يرسلون لنا إصبع، يجب أن نبول على أنفسنا من الخوف |
| Bir çocuğu moralsiz olduğu için nasıl eve erken gönderirler? | Open Subtitles | كيف يرسلون شخص إلى المنزل مبكراً بسبب حالته المزاجية ؟ |
| Yönettim. Sonra onlar müzakerelere gönderdiler,Müfettişler koşuşturuyor, bağırıyor.. | Open Subtitles | انا ادرت كل هذا , و بعد كل ذلك يرسلون مفتشين |
| Earl, Bill'i bulur bulmaz gönderecekler. | Open Subtitles | سوف يرسلون بيل الى هنا بمجرد العثور عليه |
| Madem o kadar tehlikeli biri, senin gibi küçük bir kızı ne diye tek başına yolladılar, güzelim? | Open Subtitles | لوانهخطيرياعزيزتي, لماذا يرسلون فتاة صغيرة مثلكِ وحدها؟ |
| Q'yu çizgiye gönderip sol eliyle serbest atış atmasını sağlıyorlar. | Open Subtitles | سوف يرسلون "كيو" الى الخط وارغامه على الرمي بيده اليسرا |
| Kendi bölgeleri olmadığını söyleyip duruyorlar sonra silahlanıp adamlarını yolluyorlar. | Open Subtitles | يستمرون بالقول أنها ليست منطقتهم، ثم يرسلون رجالهم إليها ؟ |
| Ünlü yazarlarla aynı soyada sahip aktörlerin okumalarını yolluyorlar sana. | Open Subtitles | يرسلون لك أعمال لمؤلفين مشهورين يؤديها ممثلين يحملون نفس أسم العائلة. |
| Evet, kesinlikle bir şeyler oluyor. Herkesi eve yolluyorlar. | Open Subtitles | هنالك شيء بالتأكيد يجري هنا إنهم يرسلون الجميع إلى البيت |
| Okul ona yardım edemese bile, belki yardım edecek birini gönderirler. | Open Subtitles | إذا لم تستطع تلك المدرسة مساعدتها، قد يرسلون شخص يستطيع |
| Çünkü genelde ne bileyim, daha güzel kuzenlerinin resimlerini gönderirler. | Open Subtitles | أسمع أن بعض الفتيات يرسلون صوراَ ليسوا هم حقاَ مثل أشخاص أجمل منهم مثل بنت عمها أو شيء كهذا |
| Dük ve senatörler selam gönderdiler. | Open Subtitles | الدوج و اعيان البندفية يرسلون لك تحياتهم |
| Ülkelerini yöneten korkaklar, genç insanları ölüme gönderdiler. | Open Subtitles | زعماؤهم الجبناء يرسلون الشباب الأبرياء إلى المعركة للموت |
| Buraya bir ebe gönderecekler. | Open Subtitles | المستشفى تقول هو يصبح أكثر سوءا. هم يرسلون مرضعة هنا، بيتي. |
| Önümüzdeki hafta tamir etmek üzere birilerini gönderecekler. | Open Subtitles | سوف يرسلون شخصاً آخر للعمل على ذلك, ابتداءً من الأسبوع القادم |
| - Ve okuldaki herkese koridora inmesini söyleyen bir mesaj yolladılar. | Open Subtitles | وبعد ذلك يرسلون رسالة لجميع من في المدرسة يخبرهم بأن يُغلقوآ الممرات |
| Bu yüzden, herkes bana aletinin resmini gönderip kabakulak olup olmadığını soruyor. | Open Subtitles | حسنًا، لأن جميع الموظفين يرسلون لي صور أعضائهم يسألونني إذا كانوا مصابين بالنكاف |
| Birisi çıkarsa elçiliğe haber ver, kadının sorgulanması için... bir görevli göndersinler... | Open Subtitles | حسناً لو ظهرت أي حركة ، قومي بإبلاغ السفارة دعيهم يرسلون ضابطاً ليصطحب المرأة للاستجواب |
| Kuruluş yakında bağlantı kuracaktır, ve seni izlemesi için birini yollayacaklar. | Open Subtitles | الشركة ستقوم بالإرتباطات قريباً، وسوف يرسلون شخصاً ما ليراقبك. |
| Küçük ajanların sana resim mi yolluyor yoksa sadece rapor mu veriyorlar? | Open Subtitles | هل عملائك السريون يرسلون لك أشرطة فيديو أم أنها تقارير مكتوبة فقط؟ |
| Ama umursuyorum. Bazısı çiçek getirir, bazısı kart gönderir, bazısı insanı teselli eder. | Open Subtitles | انا اكترث حقاً , بعض الناس يرسلون زهوراً او بطاقات |
| Belki siz dışarıda insanların neden birbirlerine sinyal gönderdiklerini açıklayabilirsiniz? | Open Subtitles | ربما يمكنكم تفسير، لماذا يوجد رجال يرسلون إشارات لبعضهم بالخارج |
| Bizim düşmanımız, oğullarınızı ve kızlarınızı yasadışı savaşlarda ölüme yollayan politikacılar. | Open Subtitles | أعدائي هم السياسيين.. الذين يرسلون أبنائكم ليموتون في حروب غير مشروعة. |
| Bunlardan birini bana her yıl yollarlar. Muhtemelen milyon tane basıyorlardır. | Open Subtitles | يرسلون لي واحدة في كل سنة من المحتمل يطبعون مليون نسخة |
| ve ayrıca, doğrudan da bize haftada birkaç tane e-posta göndermelerini istedik. | TED | و جعلناهم أيضاً يرسلون لنا بريد إلكتروني مرتين في الأسبوع |
| Rahipler yakalandıklarında onları... gönderdikleri yer. | Open Subtitles | إنه حيث يرسلون الكهنة عندما يقبضون عليهم. |