Sanırım bize bir çeşit sakinleştirici verdiler ama etkisi geçiyor. | Open Subtitles | أعتقد أنهم أعطونا مهدئاً من نوعا ما ولكن تأثيره يزول |
'Hava yastığı yakması' diye adlandırılır ve genellikle birkaç günde geçer. | Open Subtitles | إنه يدعى التهاب الوسادة الهوائية الجلدي عادة يزول خلال عدة أيام |
Sakinleştiricinin etkisi geçene kadar pek bir şey yapamayız. | Open Subtitles | لن نستطيع معرفة الكثير حتى يزول تأثير المخدر |
Mutluluk haplarımın etkisi geçmeden şu çekimi tamamlayabilir miyiz? Sadece... | Open Subtitles | أيمكننا التصوير قبل أن يزول مفعول حبوب السعادة؟ |
Ne yazık ki burada akrabam olmadığı için bu gelenek sona erdi. | Open Subtitles | للأسف، مع عدم وجود إمتداد للعائلة هنا، فقد سمحت للتقليد بأن يزول. |
Ya da büyünün geçmesini bekleyip ben alırım. | Open Subtitles | أو بإمكاننا الإنتظار حتى يزول مفعول تعويذة الصد و من ثم سآخذه |
Dinle dostum, hapımın etkisi geçmek üzere ama bir tane daha var. | Open Subtitles | أنصت يا صاح ،قرصي على وشك أن يزول .لكني أحوز واحدًا إضافيًّا |
Ama onu tam anlamıyla kavrayana ve kağıda dökene kadar içkilerin etkisi geçer ve her şey bir serapmış gibi ortadan kayboluverirdi. | Open Subtitles | و لكن قبل ان امسكها و أضعها على الورق يزول أثر الشراب و يتلاشى كل شيء كأنه سراب |
Daha sonra çikolataların etkisi geçtiğinde, kendilerini suçlayacaklar. | Open Subtitles | و لاحقا عندما يزول أثر الحلوى سوف يلومون أنفسهم |
Sakin ol. etkisi birkaç gün içinde geçer. | Open Subtitles | إهدأ ، سوف يزول التأثير عنهم فى يوم أو نحوه |
Sıkıntım geçene kadar sessizce kitap okumak istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد سوى أن أجلس بهدوء وأقرأ حتى يزول قلقي |
Tehlike geçene kadar çocuğu tutacaktın. | Open Subtitles | سنقوم بالإبقاء على الطفل حتّى يزول الخطر. |
Demerol'un etkisi geçiyor. Bombanın yerini söylersen daha getiririm. | Open Subtitles | مفعول المسكن يزول ، اخبريني بمكن القنبلة وسأعطيك المزيد |
Kanında her ne varsa etkisi geçmeden hemen şunu imzala. | Open Subtitles | أريدك أن توقعها الآن قبل أن يزول تأثير ما تعاطيته أي كان |
Kraliçemizin hükmü sona erer ancak genetik mirası adını yaşatır. | TED | بهذا يزول عرش الملكة، ويبقى إرثها الجيني. |
Eğer ereksiyonunun geçmesini istiyorsan, bir kibrit yak, alevi söndür ve sıcak közü bileğine bastır. | Open Subtitles | إذا أردت أن يزول الإنتصاب, عليك بإشعال عود ثقاب... توقد ناراً و تأخذ جمرةً حارة و تضعها على رسغك |
Phil, şu şey gidene kadar merhemi kullanmaya devam et. | Open Subtitles | فيل ، استمر في استخدام المرهم حتى يزول هذا الشيء |
O çözülmeden önce buradan çıkmak zorundasınız. | Open Subtitles | يا فتيات يجب أن تخرجن قبل أن يزول تجميده |
Başını götünden çıkarsan ya sen. Baş ağrın azalır belki. | Open Subtitles | لمَ لا تتوقف عن السلبية، لربما حينها يزول صداعك |
Epinefrinin etkisi 15 dakikaya kadar geçecek. | Open Subtitles | لا بأس الإبينيفين " سوف يزول مفعوله " خلال 15 دقيقة |
Zamanla azalacak. | Open Subtitles | ،سوف يزول ذلك في أوانه هل لك أن تسدل الستارة ؟ |
Bu sevgi, zor koşullarda dahi azalmayacak ve sadece ölümle sona erecek. | Open Subtitles | هذا الحب لن يزول تحت اصعب الظروف ولن يفرقه الا الموت |