O benim kardeşimdi. Ve artık yürüyemiyor. | Open Subtitles | هذا كان اخي و هل تعلم أنه لا يستطيع المشي ؟ |
Superman yürüyemiyor. Ne kadar acıklı bir durum! | Open Subtitles | سوبرمان لا يستطيع المشي يا له من مثير للحزن |
yürüyemiyor. Artık yürüyemez. Baksana şuna. | Open Subtitles | لا يستطيع المشي لا يستطيع المشي أبداً انظر إليه إنه يبكي |
Şu an zorlukla yürüyor. | Open Subtitles | يستطيع المشي بصعوبة الآن |
Tavanda örümcek gibi yürüyebilir. | Open Subtitles | يستطيع المشي على السقف مثل الهامستر العنكبوتي |
- Diğer araçtaki yolcu bir daha yürüyemeyecek. | Open Subtitles | الراكب في السيارة الأخرى لن يستطيع المشي مجدداً |
Tepedeki adam görebiliyor, kör adam yürüyebiliyor. | TED | الرجل في الأعلى يستطيع الرؤية، الرجل الأعمى يستطيع المشي |
Tabii, şişman ve yaşlıydı, ve kendi başına yürüyemiyordu, ama bana 1.000 dolar bahşiş verdi ben de arabasına atladım, oksijen... | Open Subtitles | صحيح أنه كان بديناً ، ومسناً ولم يكن يستطيع المشي بمعنى الكلمة لكنه أعطاني بقشيشاً قدرة ألف دولار فقفزتُ إلى سيارته |
Biri yürüyemiyor, biri konuşamıyor. | Open Subtitles | واحد لا يستطيع المشي ، والأخر لا يمكنه الحديث |
Doğru düzgün yürüyemiyor bile. | Open Subtitles | انظر اليه انه بالكاد يستطيع المشي |
- Ben Walter'a yardım etmeliyim. yürüyemiyor. | Open Subtitles | -عليّ مساعدة والتر، لا يستطيع المشي بمفرده |
- Joe çantayı masadan nasıl çeksin ki? Daha yürüyemiyor bile. | Open Subtitles | كيف يمكن لـ(جو) أن يسحب الحقيبة انه لا يستطيع المشي حتى |
Bilirsin, adam, yürüyemiyor. | Open Subtitles | تعلمين, الشاب, لا يستطيع المشي, |
Adam Güney Afrika'da yolda yürüyemiyor. | Open Subtitles | لا يستطيع المشي في شوارع (أمريكا الجنوبية) |
Ölüler yürüyor demek. | Open Subtitles | الميت لا يزال يستطيع المشي. |
Ölüler yürüyor demek. | Open Subtitles | الميت لا يزال يستطيع المشي. |
Güçlükle yürüyor. | Open Subtitles | بالكاد يستطيع المشي |
20 mil yürüyemez haline baksana. | Open Subtitles | هو لن يستطيع المشي عشرون ميلاً انظر اليه |
Pek iyi değil, tabii ki ama araziyi kendi ayaklarıyla yürüyebilir ve babadan oğula geçme düzenini devam ettirebilir. | Open Subtitles | هو ليس جميلاً بالتأكيد لكنه يستطيع المشي حول ولايته على قدميه وأن ينجب سلسة من الأبناء لتكمل السلالة |
Ramon adı yaşayacak. Ama kendisi yürüyemeyecek. | Open Subtitles | ( رامون)، سيحيا، لكنّه لن يستطيع المشي فحسب |
Güç bela yürüyebiliyor ve sadece bir cümle söyleyebiliyordu. | Open Subtitles | كان بالكاد يستطيع المشي أو الكلام ما عدا جملة وحيدة |
yürüyemiyordu. | Open Subtitles | لم يكن يستطيع المشي |