| Sana söylemiştim. O orospu çocuğunu bıraksaydık kimse zarar görmezdi. | Open Subtitles | لقد أخبرتك، لنسلم لهم هذا الملعون ولن يصاب أحدنا بسوء |
| Sana söylemiştim. O orospu çocuğunu bıraksaydık kimse zarar görmezdi. | Open Subtitles | لقد أخبرتك، لنسلم لهم هذا الملعون ولن يصاب أحدنا بسوء |
| Hepimiz çekip gidelim. Kimsenin canı yanmasın. Bu kadar basit. | Open Subtitles | كلنا سنذهب ، و لآ أحد يصاب هذه هي الصفقة |
| Çavuş Krasevich göstericilerce vurulmadı, öyle değil mi? | Open Subtitles | لكن السيرجنت كراسفيتش لم يصاب من قِبل المتظاهرين, أليس كذلك؟ |
| Bu, suratı yaralanmadan önce çekilmiş. | Open Subtitles | هذا قَبْلَ أَنْ يصاب بندبة في مكان ما في وجهه. |
| Deprem olunca atmosfere karışır ve soluduğunda seni hasta eder. | Open Subtitles | بعد حدوث الزلازل ينطلق في الهواء يتنفسه المرء يصاب ببرد |
| Şimdi benimle gelin Princesa, ve arkadaşlarınıza bir zarar gelmesin. | Open Subtitles | تعالي معي ايتها الاميرة ولن يصاب احد من اصدقائك بسوء |
| Senin gibi olsaydım, bütün Trakyayı korurdum ve kimse zarar görmezdi. | Open Subtitles | إذا كنت مثلك، كنت سأحمي الجميع ولن أدع أحد يصاب بأذى |
| Sen ve ben başka insanlar zarar görmeden bu şeyi durduracağız. | Open Subtitles | سوف نوقف هذا الشيء، أنت وأنا قبل أن يصاب أحد آخر، |
| Bu olayı ortaya çıkartırsak o zaman bize kimse zarar veremez. | Open Subtitles | إذا فعلنا هذا على العلن لا أحد مننا يصاب بالأذى |
| İçeri gir, kim olduğunu söyle de askerlerimize zarar vermesinler. | Open Subtitles | عرفوهم من تكونوا حتى لا يصاب احد من الاصدقاء |
| Söylediklerimi yaparsanız, kimsenin canı yanmaz. | Open Subtitles | أذا نفذتم ماأقوله لكم ، لن يصاب أحد بأذى |
| Ve George Luz hiç vurulmadı. Sen şanslı bir piçsin. | Open Subtitles | اما "جورج لوز" هذا لم يصاب ابدا انك وغد محظوظ |
| Eğer bundan mutantlar sorumluysa, başka biri daha yaralanmadan bir şeyler yapman gerek. | Open Subtitles | لو كان الأمر يتعلّق بالمتحوّرون .. فيجب أن تفعلي شيئاً حيال ذلك قبل ان يصاب آخرون بالأذى |
| Diyorum sana, insan çok yalnızsa hasta olur. | Open Subtitles | سأخبرك أمراً .. الرجل من كثره الوحده قد يصاب بالمرض |
| Bu şekilde kim yetişse, ruh hastası olurdu. | Open Subtitles | أي شخص من شأنّه أن يصاب في رأسه مع تلك التنشئة |
| Pis evinde ameliyat sonrası bir enfeksiyon kapıp onu kandırdığımızı anlayana ve kendini hastanenin sahibi olarak bulana kadar. | Open Subtitles | إلى أن يصاب بإنتانٍ في فترة نقاهته في شقّته القذرة، ويكتشف أنّنا خدعناه وينتهي الأمر به مالكاً لهذا المشفى |
| Eğer gerekli tedbirleri almadıysanız sağlıkçılar, herkeste tifo hastalığı çıkmadan bütün otelin kapatılmasını emredeceklerdir. | Open Subtitles | إذا لم تكن حذراً فإن إدارة الصحة سوف تأمر بإغلاق الفندق كله قبل أن يصاب الجميع بحمى التيفود |
| Çocuğun burnuna yumruk atın da kardeşi gibi kriz geçirmesin. | Open Subtitles | و الكموا هذا الوغد بأنفه كي لا يصاب بسكتة كأخته |
| Gerçek şu ki, panik çıkmayacak çünkü ortada korkacak bir şey yok. | Open Subtitles | الحقيقة، لن يصاب أحد بالهلع لأنه لا يوجد هناك شيء نخشاه |
| Yaranın üzerine bir şey koymamız gerekiyor böylece enfeksiyon kapmaz. | Open Subtitles | يجب علينا وضع شيء على هذا حتى لا يصاب بالعدوى. |
| Ve burada bir efsaneyi yıkmak gerekirse birçok kişi bilgisayar virüsü tarafından enfekte edildiğinizde bunun sebebinin bir porno sitesinden kaynaklandığını düşünür. | TED | و لأقوم بهدم تلك الخرافة هنا العديد من الناس يعتقدون أنه حينما يصاب جهاز الحاسب بفايروس، فالسبب يعود لتصفح بعض المواقع الإباحية. |
| Yeşil renkli izlerin bulunduğu yerlerin zamanla sertleşerek seni hareket edemez hale getirdiği bir hastalık. | Open Subtitles | أيّ جزء من الجسمِ يصاب بالمادة الخضراءِ يصبحُ الجسم قاسياً وفي النهاية سَيَكُونُ غير قادر على التَحَرُّك |
| Dr. Murphy, kimse incinmeden neler olduğunu anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | دكتور مارفى,انا فقط احاول ان الم بالامر قبل ان يصاب احدا بأذى |
| Görünüşe bakılırsa insanlar her gün yaralanıyor. | Open Subtitles | يبدو مثل كل يوم، كل يوم، الناس ان يصاب... |